YEDİ UYURLAR EFSANESİ..

7 Uyurlar efsanesi Anadolu'da yüzyıllar boyu süregelen ve söylenen bir efsane olmuştur.Kutsal kitaplarda bile bahsi geçen bu efsanenin Anadolu topraklarında yaşandığı artık kesinlik kazanmıştır.Bu efsane Anadolu halkı tarafından öyle çok anlatılmıştır ki bir çok değişik türü meydana çıkmıştır.Ama efsanenin genel hatlarının asıl şekli bozulmamış efsaneye sadece ek olaylar katılmıştır. 
Son yıllarda efsanede sözü geçen mağaranın Efes'te olduğu ortaya atılımış ve hatta Selçuk kaynaklarına dayanarak bu olayın kesinlik kazandığı söylenmiştir. 
Yedi Uyurlar efsanesi genel anlamıyla Hristiyalığı benimseyen fakat sırf bu yüzden dönemin kralının zülmünden kaçan 7 gençin öyküsünü anlatır.Bu 7 genç imparator Decius(249-251) dönemimde hristiyanlığı benimserler.Fakat dönemim halkı ve kralı bu dine savaş açmıştır ve putlara tapmaktadırlar.Hal böyle oluncada başka bir dini benimseyen insanlar idam edilmektedir.7 genç hristiyanlığı kabul ettikten sonra kralın adamları tarafından takip edilmeye başlanmıştır.Kralın zülmünden kaçan 7 genç bir mağaraya sığınmıştır.Yanlarında Kitmir adlı köpekleri de bulunan bu 7 genç mağarada tam 200 yıl süren bir uykuya dalarlar.İmparator ll.Teodisus dönmeinde uyandıklarında Hristiyanlık resmi din olarak benimsenmiştir. 
Yedi Uyurlar Efsanesi'nin bir Selçuk dönemi anlatılanı vardır ki bu anlatı Anadolu edebiyatına sinmiş ve yüzyıllar boyu anlatılır olmuştur.Selçuklu anlatısı şöyledir: 
Dakyanus adlı bir oduncu günün birinde yazılı bir taş bulur.Meraklanıp okuma yazma bilen birine bunu okutmak ister.Başvurduğu kasaba bakkalı,önce yazılanları açıklamak istemez.Taşı bulduğu yeri göstermesini ,tüm malını mülkünü kendisine vereceğini söyler.Dakyanus ısrar edince ,taşı bulduğu yeri kazınca üç küp altın bulacağını,zenginleşip kral olacağını hatta Tanrı’lığını ilan edeceğini açıklar.söylediklerinin tümü gerçekleşir.üç küp altını bulan oduncu parasının bir bölümüyle halka yardım ettiğinden kral seçilir.Zamanla öyle zengin ve güçlü kral olurki büyüklenmeye ,kendini Tanrı yerine koymaya başlar.Zamanla vezirelerine de kendini Tanrı saymaları yönünde baskı yapar.Vezirler karşı çıkınca onları kovar.onun zulmünden korkan altı vezir,kent dışına kaçarlar.şimdiki Kızlar cimnazı’nda (Kızıl Gedik) bir çobanla köpeğine rastlarlar.Çoban da onlara katılır ve birilkte günümüzde ki Yedi Uyurlar Mağarı’na sığınırlar.Burada derin bir uykuya dalarlar.Uyandıklarında açıkmışlardır.Kente ekmek almaya gönderdikleri arkadaşları eski paralarla alışveri,ş yapmaya kalkınca kralın huzuruna çıkarılır.Başlarından geçenelri anlatır.Kral mağarayı görmek ister.Ama mağaranın kapısı Tanrı’nın buyruğuyla kapanır ve birdaha hiç açılmaz. 
Yedi Uyurlar Efsanesi Anodolu'da yüzyıllardır anlatılagelmiş bir efsanedir.Olayın kutsal kitaplarda geçmesi efsanenin inanırlılığını güçlendirmiştir.Hatta 3 sene önce Efes'te bir mağarada bulunan 7 insan iskeleti ve bir köpek iskeletinin sahibinin bu efsanedeki 7 genç ve köpekleri Kitmir olduğu fikri ortaya atılmıştır ki buna inanmamak elde değildir.Güzel Anadolumuz daha nice efsaneye beşiklik etmiştir.Bu kutsal topraklar yüzyıllardan beri var olan asaletini korumuş ve nice güzel olaya vesile olmuştur.

Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/efsaneler/205361-yedi-uyurlar-efsanesi.html#ixzz3JMBY86Ck


***






VİDEO: Eshab-ı Kehf (yedi Uyurlar) - Afşin / Kahramanmaraşi


VİDEO: http://www.youtube.com/watch?v=Q3AZhMvSGBc#t=172



***



Selçuk-Efes Yedi uyuyanlar Mağarası

 
 
    Yedi uyurlar hikayesi
     M.S. 250 yılları civarında imparator Decius zamanında yaşayan yedi Hristiyan genç varmış.İmparator Tapınağı'ndaki  kurban sunma vazifelerini yapmak istemeyince putperestliğe karşı oldukları gerekçesiyle kral tarafından öldürülmeleri emredilmiş.Gençler ve köpekleri Kıtmir kaçarak bir mağaraya sığınmışlar.Bunu duyan kral mağaranın kapısının örülmesini emretmiş ve duvar örülmüş.Gençler bir süre sonra uykuya dalmışlar.
     ''Yedi uyuyanlar'' bir inanışa göre 200 yıl, başka bir inanışa göre 309 yıl uyumuşlar.Uyandıklarında acıktıklarını hissedip köye inmişler.Giysiler ve inançlar değişmiş, Hristiyanlık yayılmış olarak görmüşler.Üzerinde İmparator Decius'un resmi bulunan 200 yıllık gümüş parayı geçerli olmadığı gerekçesiyle fırıncının almaması üzerine birkaç asırdır uyuduklarını farketmişler.Olup bitenin halk arasında yayılmasıyla da insanların öldükten sonra tekrar dirileceklerine olan inançları da artmış olur.
     Daha sonra yedi genç ölünce büyük bir cenaze töreni yapılıp   üzerlerine de büyük bir kilise yapılmış.
1927-1928 yıllarında bu bölgede yapılan kazılarda bir kilise ile yüzlerce mezar bulunmuş.Mezarlarda ve kilisenin duvarlarında ''Yedi uyuyanlar'' ile ilgili yazıların olduğu yazıtlar bulunuyor.












***




ÇANKIRI, ATKARACALAR, YEDİ UYURLAR TÜRBESİ


MAĞARALAR:
Çankırı
Ilıpınar köyüne, yaklaşık bir saatlik yürüyüş uzaklığında: mağaralar var. Bu mağaralar: Dumanlı yaylasındadır ve henüz tam olarak açılmamıştır. Yani, buraya gitmeyi düşünürseniz, mağaraları doğal haliyle görebilirsiniz, herhangi bir resmi çalışma yapılmamış. Ancak, açık olan mağaraların boyutlarının: 15×5 metre civarında olduğu tahmin ediliyor. Ama söylediğim gibi, şu an için bu mağaralarda görebileceğiniz çok özel bir şeyler yok.




***


Eshab-ı Kehf Yedi Uyurlar Mağarası

Tarsus un kuzeybatısında 14 km. uzaklıkta Dedeler Köyündedir. Kuran-ı Kerim de Kehf Suresinde sözü edilen bu mağara Müslüman ve Hristiyanlarca kutsal sayılır. Mağaraya 15-20 merdivenle inilir.
Eshab-ı Kehf Mağarasına ait bir efsane şöyledir.

Mitolojik tanrılara inanışın, gücünü kaybettiği dönemlerde, tek Tanrıya inandıkları için eziyet edilmekten kaçan Hristiyan dinine mensup Yemliha, Mekseline, Mislina, Mernuş, Sazenuş, Tebernuş ve Kefeştetayuş adında yedi genç, Putperestliğe dönmeyi kabul etmediklerinden Rum Hükümdar Dakyanus un huzuruna çıkarılmışlar. Bu hükümdar, Putperestlik dinine bağlı kalmalarını, aksi takdirde kendilerini öldürteceğini söyleyerek birkaç günlük zaman vermiş. Köpekleri Kıtmir ile birlikte bu yedi genç ölümden kurtulmak için verilen süreden fayadalanarak kaçmışlar ve bu mağaraya sığınmışlar. Allah tarafından kendilerine 300 yıl süre bir uyku verilmiştir. İlk uyanan, yiyecek almak için kente gider ama, elinde bulunan zamanı geçmiş para yüzünden yakalanır. Yakalayan parayı nerede bulduğunu ve oraya götürülmesini ister. O da yalnız olmadığını yedi arkadaşıyla beraber mağarada kaldığını söyler. Onunla birlikte mağaraya geldiğinde yedi yavru kuşun tünediği bir yuvadan başka bir şey görmemiştir.

Bu nedenle burası Yedi Uyurlar Mağarası diye de anılır.
Halk arasında ziyaret dağı olarak bilinen dağ, konik biçimi ve topoğrafik görünümü itibariyla doğal bir özellik arz eder. Mağara 300 m2 büyüklüğünde 10 m yüksekliğindedir. Mağaranın içinde 3 tünel mevcuttur.
Eshab-ı Kehf Mağarasının yanına Osmanlı Padişahı Abdulaziz tarafından 1873 yılında bir mescit yaptırılmıştır






TARSUS ASHAB-I KEHF MAĞARASI


MERSİN-TARSUS





***

Kuran'a en uygun Eshab-ı Kehf mağarası

Dünya üzerinde Kuran'ı Kerim'de yaşadıkları doğrulanan Yedi Uyurlara ait olduğu belirtilen 33 mağara var. Bu mağaların içinde bir tanesi, ayeti kerimelerle örtüşen yapısıyla dikkat çekici. İşte o mağara:



Yaşar İliksiz'in haberi
Yıllardır dilden dile dolaşan halk efsanelere göre, YemlihaMekselinaMislina,MernuşDebernuşŞazenuş,Kefeştatayyuş ve köpekleri Kıtmir Yedi Uyurlar olarak anılan ermişlerdir. 
Söylencelere göre; yaşadıkları zaman diliminde zalim bir hükümdar halkı kendisinin tahrı olduğuna inanmaya ve putlarına taptırmaya muaffak olur. Allah' ın varlığına ve birliğine inanan birkaç genç ise canları kurtarmak için çareyi kaçmakta bulur.  Yolda kendileri gibi inançlı bir çobana rastlarlar. Çoban ve Kıtmir adındaki köpeği de onlara katılır ve bir mağaraya sığınırlar. 
Uykuları yüzyıllarca sürer. Onlar bir kaç saat uyuduk zannıyla kalktıklarında ne eski putperest topluluk hayatta kalmıştır ne de onların zalim hükümdar! Kaç yıl uyudukları konusunda söylencelerde net bir rakam bulmak imkansız. Ancak Millattan sonraki ilk dörtyüz yıl içindeki muhtelif tarihler uyanma tarihleri olarak zikredilmektedir. 
Efsanenin değişik versiyonları bulunmaktadır. Hükümdalar, mekanlar ve uyunular süre söylencenin yaşatıldığı mekanlara göre farklılık arz etmektedir.
Örneğin kimi Hıristiyan rivayetlerine göre, Pağan Roma hükümdarı,Hırıstiyanlığı takip etmeye ve Hırıstiyanları öldürmeye başlayınca asil bir aileden Hz. İsa'nın yoluna baş koyan yedi kardeş kaçar ve mağarayla sığınır. Zalim hükümdar mağaranın kapısını açılmayacak şekilde kapatır ve onları oraya kıstırır.  
KURAN'I KERİM TARİHİ OLAYI DOĞRULUYOR
İslamiyet'in Kutsal kitabı Kur'an'ı Kerim Kehf suresi ile söylencelerin tarihi bir vakadan doğduğunu doğrular ve Mağara Arkadaşları'na dair rivayetlerin çokluğunu da 22. ayette belirtir: 
(Ey Muhammed!) Bazıları bilmedikleri şey hakkında atıp tutarak: “Onlar üç kişidirler, dördüncüleri köpekleridir” diyecekler. Yine, “Beş kişidirler, altıncıları köpekleridir” diyecekler. Şöyle de diyecekler: “Yedi kişidirler, sekizincileri köpekleridir.” De ki: “Onların sayısını Rabbim daha iyi bilir. Zaten onları pek az kimse bilir. O hâlde, onlar hakkında (Kur’an’daki) apaçık tartışma(yı aktarmak)dan başka tartışmaya girme ve bunlar hakkında onlardan hiçbirine bir şey sorma.”
Ayette adı geçen Eshab- Keyf yani Mağara arkadaşların kaç yıl uyudukları ise 25, Ayette net rakamla verilir: "Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar. Buna dokuz daha eklediler." Ne var ki 26. ayette bu sürenin izafi bir zaman olabileceğine dikkat çekilir:  De ki: “Kaldıkları süreyi Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybını bilmek O’na aittir. O ne güzel görür, O ne güzel işitir! Onların, ondan başka hiçbir dostu da yoktur. O hükmüne hiçbir kimseyi ortak etmez.”
Neticede Mağara Arkadaşları gerçek bir tarihi vaka olmakla birlikte, olayın esasının nasıl geliştiği konusunda elimizde somut veri yok.
Ayetlerin tavsiyesine uyarak olayın içeriği konusunda tartışmaya girmemeyi tercih etmek en iyisi.
Zaten haberimizin konusu da tarihi vakanın içeriği değil, olanı geçtiği yer konusundaki tartışmalar.
33'TEN FAZLA MAĞARA ESHAB-I KEHF'İN MEKANI OLARAK GÖSTERİLİYOR
Türkiye başta olmak üzere, aralarında İtalya, İspanya, Yunanistan gibi Avrupa ülkelerinin de bulunduğu Dünya'nın bir çok ülkesinde 33'den fazla mağara Eshab-ı Kehf'in yüzyıllarca uyuduğu mekan olarak kabul edilmektedir.
Türkiye'de İzmir'in Efes ilçesinde, Mersun'in Tarsus ilçesinde ve Kahramanmaraş'ınAfşin ilçesinde 3 ayrı mağara, Kuran'ı Kerim'de de adı geçen Yedi Uyurlar efsanesine kaynaklık eden müminlerin barındığı mekan olarak gösteriliyor. Hangi ilçenin yetkilisine ve ahalisine sorarsanız sorun, gerçek Yedi Uyurlar mağarası onlara ait!
Hem yatır hem ibadethane özellikleri ile çevrede ahalinin büyük ilgisine mazhar olan mağaralardan hangisinin  Yedi Uyurlar olarak tanımlanan Eshab-ı Kehf'e meskenlik eden mağara olduğu konusunda kesin bir hükme varmak zor.
AFŞİN'DEKİ MAĞARA DİĞERLERİNDEN DAHA İDDİALI
Halkının çoğu yedi uyurlara ait olduğuna inanılan isimleri taşıyan Afşin, Yeni Uyurlar'ın kendi ilçelerindeki mağarada uyudukları konusunda daha iddialı ve ısrarcı. Hatırlanacağı gibi Afşin Belediye Meclisi, iki sene önce aldığı kararla çocuklarına,  “Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş, Şazenuş, Kefeştatayyuş” isimlerini koyan ailelere altın, hemşehrilik beratı ve isim madalyası verilmesini kararlaştırmıştı. Bu kararın gerekçesi, Yedi Uyurların adını en çok taşıyan halk olma özelliğinin artık kaybedilir hale gelmesiydi. Karar, çocuklarına "yeni moda" isimler koyarak, geleneksel adları vermeyen aileleri, Yedi Uyurların isimlerine sadık kalmayı sürdürmeye yönelikti.
İstenilen seviye de olmasa da Afşin halkı, yüzde 5 oranında Yedi Uyurların isimlerini taşıyan topluluk olarak, tarihi özelliğini korumaya niyetli görünüyor.
Bunun yanı sıra Afşinliler, kendi mağalaralarının gerçek olduğu konusunda şu kanıtları öne sürüyor. 
* Hıristiyanlığın doğuşuyla beraber tarihsel gelişim çemberine uygun coğrafyadadır.
Eshab-ı Kehf'e ait olduğu sanılan en eski mağaradır. Tarihinin en yakın döneminden itibaren insanların teveccühü buraya olmuştur.
Roma, Selçuklu, Dulkadiroğulları ve Osmanlı dönemlerinde kilise, cami, ribat ve kervansaray yapılmıştır:  Mağaranın önüne miladi 377’de Kral Teodus tarafından bir Kilises yaptırılmıştır. O devirde Afşin, Romalıların önemli bir vilayeti olan Kapadokya’nın sınırları içince bulunmaktaydı. Müslümanlar fetihten sonra Ashab-ı Kehf mağarasının yanına mescit inşa etmişler, Selçuklular döneminde ise külliye yapılmış. Bu eserlerin yaşaması için gelirler vakfedilmiştir.
13. asrın yarısında Selçuklu Devletinin Maraş valisi Nusreddin Hasan Beyin buraya medrese yaptırmıştır.
Mescit incelendiginde, mağaranın önündeki küçük kilisein bu bölüme katıldığı anlaşılmatadır. Külliyenin inşaasından önce mekanda kilisenin bulunması, Anadolu Hrıstıyanlarının da mağara arkadaşlarının hatırasını yaşatığına yorumlanmaktadır.
Dulkadirli döneminde burası imar edilerek ilave vakıflar yapılmıştır. Arşiv belgelerinde vakfedilen arazi, köy, mezra, yaylak ve cemaat isimleri belirtilmiştir. Osmanlı Devleti döneminde de bölgeye özel itimam gösterilmiş ve külliyenin ayakta kalması sağlanmıştır.
Külliyeye gelen, konaklayan kimselerden tarih boyunca ücret alınmamış, yiyecek ve konaklama giderleri bilabedel karşılanmıştır. Külliye'nin cami bölümü halen faaliyette olup, kervansaray kısmının da restorasyonu büyük ölçüde tamamalanmış durumda.  Külliye Afşin’in altı km kuzeybatısında küçük bir dağ üzerinde. Külliyede bulunan dört mimari eserden üçü külliyenin esasını teşkil ederken, Dulkadiroğulları zamanında yapılmış ek bir bina da yer almaktadır.
Eshab-ı Kehf’ in tüm dünyaya tanıtımı amacıyla kurulan ’’Eshab-ı Kehf Külliyesi ve Çevresini Koruma ve Yaşatma Derneği ’’ külliyenin tanıtımı için internette web sayfası hazırlamaktan, yabancı dillerde broşürler hazırlamaya değin pek çok çalışmayı sürdürmekte.
Yedi Uyurlar mağarasını ve külliyesini gezerken bizi ağırlayan ve gezdiren Afşin Belediyesi görevlisi rehberimizin ilgi ve itimamı bizleri şaşırtmadı. Fakat misafirperverliğin ötesinde ibadet aşkıyla ekmediğini yediği külliyeyi doğru tanıtabilmek için gösterdiği özel gayret takdirimizi kazandı.
* Mağaranın içinde içme suyu bulunmaktadır.
* Kuran-ı Kerim’ deki Kehf Suresindeki tanımlamaya uygundur
Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinde bulunan Eshab-ı Kehf mağarası'nın en büyük kozu; Kuran'ı Kerim'de Yedi Uyurların adının geçtiği Kehf suresi ayetlerini doğrular nitelikteki özelliklerinin diğer mağalardan daha bariz nitelikte olması. Kehf suresinin 17. ayetinde yer alan, "(Orada olsaydın) güneş doğduğunda onun; mağaralarının sağ tarafına kaydığını, batarken de onlara dokunmadan sol tarafa gittiğini görürdün. Kendileri ise mağaranın geniş bir yerinde idiler" ifadesinin Afşin’deki mağaranın konumuyla örtüşmesinin yanı sıra, mağaranın içinde ve çevresinde bulunan tarihi buluntular, Eshab-ı Kehf'in burada uyuduklarına delil gösteriliyor. 
Mağaranın ağzı, güneşe açısı, mağara içindeki geniş ve dar alanlar Kuran'ı Kerim'de zikredilen özelliklere uyduğu için Afşinliler, "gerçek mağara bu" diyor.
Mağarada bulunan ve yönünün Kudüs'e dönük olduğu belirtilen Roma dönemine ait mihrap iddiayı güçlendiren deliller arasında gösteriliyor.
Burasının Selçuklular öncesinde Hıristiyanlar tarafından da Yedi Uyurlar'ın mağarası olarak kabul edilmesi ve kilise inşa edilmiş olması ise mağaranın sonradan bulunmadığını, başından beri bilindiğine delil olarak gösteriliyor. Üzerinde Latince yazılar bulunan tarihi levhalar da mağaranın çok eski çağlardan beri bilinmekte olduğunun göstergesi.
Konuyla ilgili araştırma yahar Prof. Dr. Faruk Sümer, Dr. Franz Babinger, Ali Afşaroğlu da iddia edilen diğer mekanlarla kıyasladıktan sonra, Eshab-ı Kehfin Afşin’deki mağarada uyumuş olma ihtimalini daha güçlü görüyor.
Alman Şark Enstitüsü Başkanı Dr. Franz Babinger, inceleği Eshab-ı Kehf Mağaraları ile ilgili 1957 yılında "Ben Eshab-ı Kehf’ in yeri olarak Dünyadaki şu yerleri inceledim: İspanya’ da, İtalya’ da, Yunanistan’ da, Kıbrıs’ ta, Efes’te, Tarsus’ ta ve son olarak Afşin’ e geldim. Afşin deki Mağarayı günlerce inceledim. Çevresini, yörenin konumunu vs. her şeyi inceledim. Bir Astronomi Uzmanı, bir Arkeolog, bir Tarih Uzmanı, Dinler tarihini yazan araştıran bir yazar bu mevkii nasıl incelemesi gerekir ise o şekilde inceledim ve şu neticeye vardım : ‘Ya Kuran-ı Kerim’i inkar edeceksin, ya da bu mağaranın konumunu değiştireceksin veya değiştirmekle de olmaz her şeyiyle gerçek fışkıran topraklardan alıp götürmek lazımdır. Benim bir araştırmacı olarak hıristiyan aleminden elde ettiğim bilgiler münasebetiyle dünyaya şunu iddia ediyorum : Eshab-ı Kehf, Efsus (Afşin) tadır. ’
AFŞİN'İN EN ÖNEMLİ TARİHİ KALINTISI ESHAB-I KEHF KÜLLİYESİ
Eski adı Arabisus olan, Efsus (Efesus) ve Yarpuz isimlerini de  taşımış Afşin'de ilk yerleşimlerin tarihi M.Ö. 3000'li yılların öncesine uzanıyor. Elbistan Ovasının batısında, Binboğa dağlarının eteklerinde kurulmuş ilçe bölgenin en eski yerleşim merkezlerinden. Afşin ismi Selçuklu Hükümdarı Alparslan'ın komutanlarından Afşinbey'in isminden gelmektedir. Yerleşim alanına 1944 yılında Afşin adı verilmiş, aynı yıl 4642 Sayılı Kanunla İlçe statüsüne kavuşturulmuştur. 
Afşin, Hitit, Asur, Pers, Makedonya, Roma, Bizans ve Arap hakimiyetine geçtikten sonra, 1071 Malazgirt Zaferiyle Selçuklu’ların egemenliğine girmiş. Selçukların dağılmasıyla birlikte bir dönem Dulkadiroğlu Beyliği hakimiyetinde kalmış ve 1522 yılından sonra Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır.
Eshab-ı Keyf Külliyesi'nde bulunan ibadethane ve tarihi bulgular ilçenin en değerli kıymetli tarih hazinesi. Külliye içinde medresenin yanı sıra tassavvuf faaliyetlerinin de icra edildiği, mimari içinde dikkat çeken çilehanelerden anlaşılmaktadır.
HER ÇEŞMEDEN BİR TAS SU İÇME GELENEĞİ SÜRÜYOR
Eshab-ı Keyf külliyesinin girişinde üzerlerinde Yedi Uyurların isimlerinin bulunduğu yanyana 7 çeşme var. Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş, Şazenuş, Kefeştatayyuş yazılı çeşmelerin her birinde bir musluk ve musluğa zincirli bakır taslar bulunuyor. Gelenlerin susuzluğunu dindirip, Allah dostlarının ruhlarına dua etmesi için inşa edilmiş çeşmede ilginç bir hurafe yaşıyor. Ziyaretçiler bu çeşmelerin her birinden bir tas içtikleri takdirde, dileklerinin gerçek olacağına inanıyor...
Eğer yolunuz düşer de Eshab-ı Keyf külliyesini ziyaret ederseniz, mutlaka 300-500 metre daha yürüyerek tefenin ardına göz atın. Çünkü başı karyı Binboğa dağları oradan sizleri selamlamayı bekliyor..
KAHRAMANMARAŞ ULUSLARASI ESHAB-I KEYF SEMPOZYUMUNA HAZIRLANIYOR
Eshab-ı Kehf’ in tanıtımı için, Afşin Belediye Başkanlığınca her sene çeşitli festivaller vespor müsabakası vs. etkinlikler düzenlenmekte.
Bu sene yapılacak etkinlikler arasında Kahramanmaraş Valiliği'nin düzenleyeceği önemli bir sempozyum da yer alıyor. Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı Tarafından desteklenen ve Kahramanmaraş ve Afşin Belediyeleri başta olmak üzere bölgedeki kuruluşlarca katkı sağlananan Uluslararası Eshab-ı Keyf Sempozyumu, 20 - 22 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek. 
Medeniyetlerin Buluşma Noktasında Kahramanmaraş, Tarihsel Boyut, Toplumsal Hafıza (Eshab-ıİKehf Olayının Sosyo-Kültürel Arka Planı), Ölüm ve Hayat Algııs| (Eshab-ı Kehf Olayının Psikolojik ve Metafizik : Dokusu,  Anlamanın Dili (Ötekini Anlamlandırma yöntemi),  Çoğulcu Toplurnda Temel Sorunlar ile Türk-İslam Medeniyetinde Eshab-I Kehf'in Yeri ve Önemi başlıklı konular etrafında şekillenmesi planlanan sempozyumla ilgili gelişmeleri  www.afsineshabikehf.org sitesinden takip edebilirsiniz...





























***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.