Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde Silifke'yi yöneten gayrimüslüm bir TEKFUR varmış ki kadınlara düşkünlüğü ile ün salmış.Silifke'de şehrin içinde dolaşırken,karşılaştığı ve güzelliğinin
cazibesine kapıldığı bir kadına âşık olmuş.Onu,kendisine eş edinmek istemiş.
Fakat,kadının evli ve bir müslüman Türkmen demircinin hanımı olduğunu öğrenmiş.Demircinin karısını elde etmek için,kocasını bir taktikle öldürtmeye karar vermiş ve olay şöyle gelişmiştir.
Silifke'yi yöneten TEKFUR Demirci olan kocayı makamına çağırtır.
Demirciye sorar:
-Usta,bize acele çivi lazım,günde kaç tane çivi yaparsın?
Demirci:
-300 tane ...
Tekfur:
-300 çivi işimizi görmez.Bize,yarına kadar mutlaka 1000 tane çivi
yapacaksın der.
Demirci:
-Aman Tekfurum ,benim elimdeki alet ve edevatım günde 1000 tane çivi
yapmaya elverişli değildir.Sizin emrettiğiniz miktarda çiviyi bir günde yetiştiremem der.
Tekfur:
-Ben anlamam; istediğim miktardaki çiviyi yarına mutlaka yetiştireceksin,
yoksa boynunu vurdururum der.
Ne yapsın,zavallı demirci kaderine razı olur; tezgâhının başına döner.
Tekfurun istediği miktardaki çiviyi hazırlayabilmek için ertesi gün sabaha
kadar var gücüyle çalışır.Fakat istenilen miktara ulaşamaz.Ancak 150
tane fazlasına ulaşabilir.
Biçare,yorgunluktan bitkin düşmüş vaziyette artık ölüme götürülme anını
beklemeye başlar.Sabahleyin kapısı çalınır.Çok üzgün ve çaresiz durumda
güçlükle kalkıp kapıyı açar.Karşısında,Tekfurun,elleri mızraklı muhafız iki
askerini görünce,bayılıp kapının önüne yığılakalır.Askerler hayrete düşüp,
adamı tokatlayarak ayıltmaya çalışırlar.Nihayet ayılan demirciye niçin korktuğunu sorarlar.Adam da durumu aynen anlatır.Ve;
-Siz beni ölüme götüreceksiniz,der.
Muhafızlar:
-Korkma; durum senin sandığın gibi değil,TEKFUR ÖLDÜ.Biz,onun tabutunu
çakmak için çivi almaya geldik derler.
Bunun üzerine,demirci korkuyu atlatır.Derin bir nefes alarak; ellerini açıp, Allah'a yalvarır şekilde havaya kaldırarak;
SABAHI GÜZEL SİLİFKE,GÜN DOĞMADAN NELER DOĞAR der. Hemen ertesi günü pılını,pırtısını ve aletlerini yükleyen demirci karısı ile birlikte şehirden AYRILARAK toroslara dogru yola çıkar 6 km uzaklıkdaki ilk yere yerleşir.İşte günümüzde demirci koca ile güzel karısının yerleştiği yer DEMİRCİLİ olarak anılmaktadır.Mezarı ise ulu Çam ağaçlarının yükselen gölgesinde karısı ile birlikte yatmaktadır.Demircinin karısının dillere destan güzelliginden dolayı teninin beyazlıgından PAMUK diye hitap edildiğinden mezarı bulunan yerin adı da PAMUKLU mevkisi olarak kalmıştır,ziyaret yeridir... SİLİFKE 2014-
KERİM PARLATAN
cazibesine kapıldığı bir kadına âşık olmuş.Onu,kendisine eş edinmek istemiş.
Fakat,kadının evli ve bir müslüman Türkmen demircinin hanımı olduğunu öğrenmiş.Demircinin karısını elde etmek için,kocasını bir taktikle öldürtmeye karar vermiş ve olay şöyle gelişmiştir.
Silifke'yi yöneten TEKFUR Demirci olan kocayı makamına çağırtır.
Demirciye sorar:
-Usta,bize acele çivi lazım,günde kaç tane çivi yaparsın?
Demirci:
-300 tane ...
Tekfur:
-300 çivi işimizi görmez.Bize,yarına kadar mutlaka 1000 tane çivi
yapacaksın der.
Demirci:
-Aman Tekfurum ,benim elimdeki alet ve edevatım günde 1000 tane çivi
yapmaya elverişli değildir.Sizin emrettiğiniz miktarda çiviyi bir günde yetiştiremem der.
Tekfur:
-Ben anlamam; istediğim miktardaki çiviyi yarına mutlaka yetiştireceksin,
yoksa boynunu vurdururum der.
Ne yapsın,zavallı demirci kaderine razı olur; tezgâhının başına döner.
Tekfurun istediği miktardaki çiviyi hazırlayabilmek için ertesi gün sabaha
kadar var gücüyle çalışır.Fakat istenilen miktara ulaşamaz.Ancak 150
tane fazlasına ulaşabilir.
Biçare,yorgunluktan bitkin düşmüş vaziyette artık ölüme götürülme anını
beklemeye başlar.Sabahleyin kapısı çalınır.Çok üzgün ve çaresiz durumda
güçlükle kalkıp kapıyı açar.Karşısında,Tekfurun,elleri mızraklı muhafız iki
askerini görünce,bayılıp kapının önüne yığılakalır.Askerler hayrete düşüp,
adamı tokatlayarak ayıltmaya çalışırlar.Nihayet ayılan demirciye niçin korktuğunu sorarlar.Adam da durumu aynen anlatır.Ve;
-Siz beni ölüme götüreceksiniz,der.
Muhafızlar:
-Korkma; durum senin sandığın gibi değil,TEKFUR ÖLDÜ.Biz,onun tabutunu
çakmak için çivi almaya geldik derler.
Bunun üzerine,demirci korkuyu atlatır.Derin bir nefes alarak; ellerini açıp, Allah'a yalvarır şekilde havaya kaldırarak;
SABAHI GÜZEL SİLİFKE,GÜN DOĞMADAN NELER DOĞAR der. Hemen ertesi günü pılını,pırtısını ve aletlerini yükleyen demirci karısı ile birlikte şehirden AYRILARAK toroslara dogru yola çıkar 6 km uzaklıkdaki ilk yere yerleşir.İşte günümüzde demirci koca ile güzel karısının yerleştiği yer DEMİRCİLİ olarak anılmaktadır.Mezarı ise ulu Çam ağaçlarının yükselen gölgesinde karısı ile birlikte yatmaktadır.Demircinin karısının dillere destan güzelliginden dolayı teninin beyazlıgından PAMUK diye hitap edildiğinden mezarı bulunan yerin adı da PAMUKLU mevkisi olarak kalmıştır,ziyaret yeridir... SİLİFKE 2014-
KERİM PARLATAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.