Sabri Tığlı, 1955’lerden sonra da Abana’nın tanınması için faaliyetlerine devam eder. Bunun sonucu basında, kamuoyunda Abana adı sık sık geçmekte ve iktidar üzerinde baskı oluşturmaktadır.
İstanbul’da kurulan dernek ile Taksim Belediye Gazinosu`nda bir Abana gecesi düzenlenir. Organizasyonda Abana`nın kendisine has bir yemeği olsun ister. Abanalı akrabası olan, büyük Atatürk`ün ve İsmet Paşa`nın aşçılığını da yapmış Necdet Usta’dan (Necdet Dengizer) yardım ister. 1950 li yıllarda ki iktidar değişikliği ile Necdet Usta’nın da görevi değişmiş ve Denizcilik Bankası’nda baş aşçı olarak göreve başlamıştır.
Necdet Usta Sabri Tığlı’nın ricası üzerine özel bir pilav yapar ve adını ''Abana Pilavı'' koyar. Pilav aynı zamanda Denizcilik İşletmesi gemilerinin mönüsünde de yer alır.
Bir gün dönemin Başbakanı Adnan Menderes Denizcilik İşletmelerine ait bir gemi ile İstanbul’dan İzmir’e gitmektedir. Menderes yediği pilavı çok beğenir ve tarifini ister. Pilavın adının ''Abana Pilavı'' olduğunu öğrendiğinde “yetti bu Abana, bir de pilav olarak mı karşımıza çıktı” diye hiddetlenir. “Derhal bunun ismi değişecek” der.
Gemiden Denizcilik Bankası Genel Müdürlüğü’ne talimat verilir. Necdet Usta kendisine iletilen talimat üzerine, genel müdüre, “Beyefendi ben siyasetçi değilim, siyasetten de anlamam, ben kendi memleketime, kendi köyüme, doğup büyüdüğüm memleketime hizmet olsun diye bir pilav yaptım, ismini de verdim.
Bir ülkenin başbakanı pilavın ismiyle uğraşacak hale gelmişse benim yapacağım bir şey yok, ben bu pilavın ismini değiştirmem. Siz ne yaparsanız yapın, ben artık bu devlete hizmet de etmem” der ve istifa eder. Ancak Denizcilik Bankası mönüsünde pilavın adı artık değişmiş ve `Necdet Usta pilavı` olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.