HAC DA ŞEYTAN TAŞLAMAK FARZ DEĞİLDİR!

''HAC DA NİÇİN ŞEYTAN TAŞLANIYOR?

Soru : Hacda şeytan taşlanmasının hikmeti nedir?
Cevap: Bismillahirrahmanirrahim
Remy-i cimar, şeytan taşlamak demektir. Remy atmak, ayıplamak ve yönelmek demektir. Cimar, “Cemre” kelimesinin çoğuludur. Cemre, nohut büyüklüğünde küçük taş, ufacık taşlar kümesi, çakıl taşı ve ateş koru anlamına gelir. Remy-i cimar: Ufacık taşlar atmak, cemerat diye adlandırılan belli yerlere, taş kümelerine belli zamanda ve belli sayı da taş atmak, demektir.
Hac esnasında, bayram günlerinde, Mina’da bulunan üç cemre’ye usulüne göre taş atmak haccın vaciplerindendir. Çünkü Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz bu taşlama işlemini bizzat yapmış ve insanlara da öğretmiştir. Bu sebeble terk edilmesi halinde dem gerekir.
Sahih hadis-i şeriflerde şeytan taşlamanın Hz.İbrahim (A.S.)ın fiiline dayandığı açıkça belirtilir ve sembolik olarak şeytanın taşlandığına vurgu yapılır. “Şeytan taşlama” diye de adlandırılan bu atışlar, Hz. İbrahim (A.S.)ın şeytanı taşlamasının hâtırasını yaşatmakta ve insanları daima günaha sokmaya çalışan şeytana karşı bir tür tepki ve direnmeyi temsil etmektedir.
Bu taşların atılması bir kulluk emridir. Biz bunu yapmakla Hak Teâlâ’nın emrine kayıtsız şartsız olan itaat ve bağlılığımızı göstermiş oluruz. Bir de bu, habis ruhlara, şeytani vesveselere karşı olan nefretimizin bir remzi, ortaya çıkışı demektir. Hz. İbrahim (A.S.)ın sünnetine bağlılık nüktesine de sahiptir.
Mina’da şeytan taşlama bize Hz.İbrahim (A.S.)dan kalmıştır. Taşlama, Hz. İbrahim (A.S.)ın kendisine engel olmaya çalışan şeytanı kovmak amacıyla ona taş fırlatmasını sembolize eder. Çünkü Yüce ALLAH, Hz.İbrahim (A.S.), oğlu Hz.İsmail (A.S.)ı kurban etmesini emrettiğinde şeytan bu emri yerine getirmelerine engel olmaya çalışmıştı. Bunun üzerine Hz.İbrahim (A.S.), eşi Hacer ve oğlu Hz.İsmail (A.S.), şeytanın bu tuzağını fark edip onu taşlamışlardı.[1] İşte “remy-i cimar”, bu olayı sembolize etmektedir. Burada şeytana karşı direniş ve protesto söz konusudur. Şeytanı taşlamakla, ona uymayacağımızı, her türlü şeytanî düşünce ve davranışlardan uzak kalacağımızı göstermiş oluyoruz.
Öyle ya, bir Müslüman ALLAH’ın yolunu bırakıp taşladığı düşmanın peşinden gider mi? Şeytan taşlamak; her türlü kötü düşünce ve davranışlardan sakınmak ve şeytanı bırakıp ALLAH’ın emirlerine uymak hususunda Müslümanlar için anlamlı bir uyarıdır.
Attığı her bir taşı, nefsine, şehvetine ve şeytana karşı fırlatır. Kendisini çeşitli hatalara, günahlara sürükleyen bu farklı cepheleri bir bir yok etmeye çalışır. Sahip olduğu her şeyi ALLAH için feda etme yolunda, karşısına şeytan nerelerden çıkıyorsa, hangi silahları ve cepheleri kullanıyorsa oraları bertaraf etmelidir. Gurur, kibir, mal, mülk, makam, mevki, rütbe, şan, şöhret, benlik, gençlik, evlilik, çoluk-çocuk... Kulluğun ve sorumluluğun önünde engel olan şeyler her ne ise...
Günümüzde hacı, taşlama yaparken, hem Hz. İbrahim (A.S.)ın rolünü oynamakta, hem de Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin sünnetine uymaktadır. Ancak bu rolü oynayan hacı, sembolik olarak taşlarını şeytanı temsil eden taş yığınlarına fırlatsa da, hakikatte kendisini şeytan hangi zayıf noktalarından aldatıyorsa, o tarafı düşünerek atmalıdır. Herkes kendi ayıbını, açığını ve günahını kendisi daha iyi bileceği için, attığı her bir taşla nefsini, şehevî arzusunu, kendisini günaha sokan dürtülerine atmalıdır taşları.
Orada sembolik olarak ilk gün yedi, iki ve üçüncü günler 21 rer olmak üzere toplam kırk dokuz veya yetmiş taş atar. Bu, çokluktan bir kinayedir. Bunun anlamı, artık şeytana karşı sürekli teyakkuz halinde olmalı, yüzlerce defa karşısına çıksa, ona fırlatacağı binlerce taşı olmalıdır. Artık öteden beri tekrarladığı “Taşlanmış şeytanın şerrinden ALLAH’a sığınırım!” şeklindeki “İstiâze” yani “Eûzü billahi mineş-şeytânir-racîm”i sadece sözüyle değil, daha bilinçli bir şekilde özüyle yapmalıdır. Kimden kime sığındığını fark etmelidir. “Racîm” olan şeytandan, “Rahîm” olan ALLAH’a sığındığını kavramalıdır. Şayet bunu kavrayamaz ve sadece sembolde, şekilde takılır kalır da, bunun anlam ve hikmetini idrak edemezse, “şeytanı taşladığı” vehmiyle bir kez daha aldanır o kadar! Çünkü şeytan orada sembolize edildiği gibi dışarıda değil, Ali b. Huseyin (R.A.) den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin:
“Gerçekten şeytan, kanın damarlarda dolaştığı gibi insanın içinde dolaşır.”[2] şeklinde yaptığı benzetmeyle taşlama, bir anlamda şeytana karşı girişilen bir savaşı sembolize eder. Attığı her bir taşı, nefsine, şehvetine ve şeytana karşı fırlatır.
Bu sebeple Şeytan taşlama; kötülükleri, haksızlıkları, zulmü ve zorbalığı bir protesto anlamı taşır. Şeytan taşlayan hacı, bu hareketiyle şeytana, şeytanın yoluna uyanlara ve bütün kötülüklere karşı çıkışını sergilemiş ve kendisinin de bundan böyle asla şeytana uymayacağını ortaya koymuş olmaktadır.
Rabbimizin Hz. Âdem (A.S.)a saygı secdesine varılması emrine karşı çıkan ve Hz.Âdem (A.S.)ın yaratılış maddesini gerekçe göstererek cidâl yapan iblîs, ilâhi huzurdan talebi doğrultusunda kıyamet gününe dek şer aşılama ruhsatı ile fakat sağir, mezmûm ve medhûr ve de recme taşlanmaya mahkûm edilerek çıkar.
O’na “Oradan çık! Sen Racîmsin.” buyrulur. O, artık racîmdir. Sürekli olarak taşlanacaktır. Remy-i cimar, recme mahkûm edilen iblis ve onun yönetimi altında çalışan cin şeytanlarının toprak kökenliği sebebiyle küçümsenen Âdemoğlu tarafından toprak menşeli maddelerle sembolik olarak taşlanarak cezalandırılmasıdır. Böylece ilahî cezanın aşağılanan Âdemoğlu tarafından iblisin yerleşim merkezinde infaz edilmesi ve düşman edinilmesi ile alakalı ilahî buyruğun uygulanmasıdır. Ve de uygulanacağının insanlığa deklare edilmesidir.
Özetlersek Remy-i Cimar şer aşılama yetkisi verildiği Kıyamet Günü’ne kadar recîm olarak taşlanmaya mahkum edilen İblis’in, Vefdullah yani Ademoğullarının seçilip ALLAH’a gönderilmiş temsilcileri olan hacılar tarafından cezalandırılmasıdır. Pek tabii ki bu cezalandırma semboliktir. Akabe cemresi, İblis’i temsil eder. Onun taşlanması, tarihi yaşadığımız döneme birleştirmedir. Taşlanacak küçük ve orta şeytanlar ise bize musallat edilen muhtelif dereceli şeytanları temsil eder. Onların taşlanması da düşman edineceklerinin açığa vurulmasıdır. Remy-i Cimar’ın asgari üç günde ve 49 taş ile yapılması çokluğu yansıtır. Bu da düşmanlığın ömür boyu süreceğine remzdir. En doğrusunu ALLAH bilir.
Hz. Aişe (R.Anhâ) validemizden rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:
“Beytullah’ı Tavaf etmek, Safâ ve Merve arasında sa’yetmek ve şeytanı taşlamak ALLAH’ı zikretmek için emredilmiştir.”[3] buyurmuştur.
Remy-i Cimar, ALLAH’ın zikridir. Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz ALLAH’ın zikri olarak tanımladığı Remy-i Cimar’ı yani fiili olan zikri, her bir taşın atımında tekbir getirerek sözlü zikirle de pekiştirmiştir. Şeytan taşlama ALLAH’ı zikretmek için vacip kılınmıştır. Yani atılan her taşla birlikte tekbir getirmek sünnettir. Ebu Saîdil-Hudrî (R.A.) ve Abdullah b. Abbas (R.A.) den rivayete göre bir gün:
- Ey ALLAH’ın Resûlü! Her yıl atılan bu taşlara ne oluyor? Bize eksiliyor gibi geliyor! dedik. Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin cevabı şu oldu:
“Atılan taşlardan kabul edilenler ALLAH tarafından kaldırılır. Eğer atılan taşlardan kabul edilenler kaldırılmasaydı, bunları dağlar gibi yığılmış görürdün.”[4]
Enes b. Malik (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:
“Senin, şeytanları taşlamana gelince, attığın her taşa karşılık helak edici günahlardan büyük bir günah affedilir.”[5]buyurdu.
Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin “Dinde aşırılıktan kaçın...” nasihati umumî manada anlaşılabileceği gibi, taşlama ile ilgili daha hususî manada da anlaşılabilir. Taşlama ile ilgili olan manası şudur: “Burada daha büyük taş atmaya, taştan başka bir şey atmaya kalkışmayın, belirtilen sayıdan fazla da atmayın...”
Hac yapanlar, Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin bu tavsiyesine rağmen, taşlama sırasında ne denli cahilliklere rastlamaz ki! İri taş atanlar, şemsiye, sopa, ayakkabı atanlar, taşlama mahalline fırlayıp ayaklarıyla ezmeye çalışanlar v.s. Hâlbuki bütün menâsik, kulun imtihanına yönelik bir kısım sembollerden ibarettir. Onun sırrı, manası, değeri o menâsiki dinin koyduğu çerçeve içerisinde “ALLAH’ın rızasını tahsil” niyetiyle yapmaktır. Bir kısım aklî izahlar getirmek, icra edilen fiillerden müşahhas, maddî neticeler beklemek hac farizasının manasını anlamamak olur. İşte bu menâsikin, aklî izahı hiç olmayan safhası şeytan taşlama safhasıdır. Attığımız taşların “emri yerine getirerek ALLAH’ın rızasını kazanmaktan başka hiçbir gayesi yoktur. Şeytan öncelikle herkesin kendi içindedir. Öyle ise Mümine düşen, Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin tayin ettiği edep çerçevesinde bu menâsikin yerine getirilmesidir.''

KAYNAK:İSTİKAMET EU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.