İLLERİMİZ ADLARINI hangi efsaneler ve olaylar sonunda almıştır?





Şehirler isimlerini hangi efsaneler ve olaylar sonunda almıştır?


ANADOLU
Romalılar, kendilerine ait toprakları Thema adı verilen on dört yönetim bölgesine ayırdılar. Bu bölge Bizansın doğusunda kaldığı için bu topraklara ''Theme Anatolica - Doğu Ülkesi'' adını verdiler. Sonraları Anatolia olarak anıldı. Kelime zamanla Anadolu'ya dönüştü.

ADANA
Bizanslı tarihçi Stefan, Uranus'un iki oğlu Adanus ile Sarus'un Tarsuslularla savaşarak bu şehri kurduklarını, bunlardan birinin adı kente (Adanus), diğerinin adı ise Seyhan Irmağına (Sarus) verildiğini söyler.

ADAPAZARI
Bu kente Adapazarlılar, kısaca Ada derler. Çünkü Sakarya ve Çark suyu arasında yer alan kent, tıpkı bir adayı andırır. ''Pazar'' sözcüğünü ise XVII. y.y.'da yörenin pazar yeri olmasından alır.

ADIYAMAN
Adıyaman ilk zamanlarda, Piran Köyü'nün yerine kuruluydu ve Perre adını taşıyordu. Daha sonra Emeviler, buraya bir kale yaptırdı. Kent de Mansur'un Kalesi anlamına gelen ''Hısn Mansur'' adıyla anılmaya başlandı. Kent, 1. Selim zamanında alınınca Türkler, buraya Adıyaman demeye başladılar.

AFYONKARAHİSAR
Eski adı Akroenos olan kenti, Selçuklular uzun ve kanlı savaşlardan sonra ele geçirince, kuşatma anlamına gelen "Hisar" dediler. Kuşatma çok acılara neden olduğu içinde, kara taşlardan bir kale kurup buraya Karahisar adını verdiler. XVI. y.y.'da burada afyon yetiştirilmeye başlanınca, ''Karahisar''ın başına Afyon eklendi ve kent Afyonkarahisar adını aldı.

AĞRI
İsmini sınırları içindeki Ağrı (Ararat) Dağı'ndan alır. Zamanla ''Aran'' şeklinde söylenmeye başlanan kent, sonuçta Ağrı adını aldı.

AKÇAABAT
Trabzon iline bağlı bir kıyı kasabası olan kent, adını limanı korumak için yapılmış, kalenin beyaz taşlarından alır.

AKSARAY
Son Kappadokya Kralı Arkhelaos tarafından yeniden kurulan kente ''Arkhelais'' adı verildi. Şehri en son ele geçiren Selçuk Beyi İzzettin Kılıçarslan, kente cami, medrese, kümbetler ile birlikte büyük ve beyaz bir saray yaptırır.Şehir ''Aksaray'' adını işte bu saraydan alır.

AKŞEHİR
İlçenin bugün bulunduğu yerde, eski çağlarda Phlomelium kenti vardı. Şehrin eski kalesinin burçları ak taştan yapılmıştı.İsmini işte buradan aldığı sanılıyor.

ALANYA
Kentin ilk adı Korakesion idi. Anadolu Selçuklu Sultanı Alaettin Keykubat Alanya'yı kuşatınca, kale komutanı burayı savaşmadan teslim etmeyi önerdi. Kızınıda Keykubat'la evlendiren kale komutanı Kir Fard, kente Alaettin'in adını vererek ''Alaiye'' dedi. Alaiye zamanla Alanya'ya dönüştü.

ALAŞEHİR
Manisa'nın ilçesi. Dünyanın ilk Filadelfiyası. Kurucusu Bergama krallarından Filadelfos. Başlangıçta kente kurucusunun adı verilerek Filadelfiya dendi. Sonraları bu isim ''Neo-Kayseriya'' ya çevrildi. Kent, Türklerin eline geçince, tüm eski adlarından vazgeçilerek şimdiki adını aldı.

AMASYA
Amasya'yı Amazon Kralı Amasis kurdu ve ona Amasis kenti anlamına gelen ''Ameseia'' adını verdi. Tarihçi Strabon'a göre, Amasya adı işte buradan türemiştir.

ANKARA
İslam kaynaklarına göre Ankara'nın adı ''Engürü'' idi. Kimilerine göre Ankara sözü Farsça ''üzüm''anlamına gelen Engür'den, ya da Yunancada ''koruk'' anlamına gelen Agurida'dan türüyor. Kimi kaynaklar ise Ankara sözcüğünün, Hint-Avrupa dilinde ''eğmek'' anlamına gelen Ank, Sanskritçede ''kıvrıntı'' anlamına gelen Ankab'dan, yada Latincede ''çengel'' demek olan Uncus'dan türediğini ileri sürer. Frigya dilinde ''Ank = Engebeli, karışık'' diye bir sözcük bulunur. Şehrin kuruluşundaki ismi Ankyra, Ankura, Ankuria, Angur, Engürü, Engürüye, Angare, Angora, Ancora ve son olarak ANKARA şeklini aldı.

ANTAKYA
İsa'dan önce 300 yıllarında Makedonya Kralı Seleukoz, bu yörede Antakya'yı kurdu ve kente babasının ismi olan Antiokhia adını verdi. Zamanla kent Antakya adına dönüştü.

ANTALYA
Kenti, İsa'dan önce II. y.y.'da Bergama krallarından Attolos II kurdu. Şehir önceleri adını kurucusundan aldı ve Attaleia adıyla anıldı. Daha sonraları bu isim Adalia, Antalia ve son olarakta Antalya şekline dönüştü.

ARDEŞEN
Yavuz Sultan Selim Trabzon Sancak Beyi iken, Osmanlı tahtına sahip çıkmak ister ve bu amacı gerçekleştirmek için Kepa Sancak Beyi olan oğlunun yardımına gerek duyar. Yardım almak için giderken Fırtına Deresi'nde ağaç parçalarını görür. Bölge tamamen boş, bataklık ve çalılıktır. Çevresindekiler, kendisine bölgede kimsenin yaşamadığını söylediğinde Yavuz Sultan Selim, dere çevresindeki ağaç parçalarını göstererek "Bu belde tenha değil, bakın dere yonga taşıyor. Bu yörenin ardı şendir" der.Yani yüksek kesimlerde yerleşim birimleri olduğunu ifade eder. Ardı şen sözcüğü zamanla halk dilinde Ardeşen olarak yerleşir.

ARHAVİ
Artvin' bağlı ilçe merkezi. Adını, o bölgede Karadeniz'e dökülen ve eski adı Arkhabis olan akarsudan alır.

ARTVİN
Kıldiyet Dağı'nın dik yamaçları üzerine İskitler tarafından kuruldu. Yaygın bir inanışa göre Artvin adı, kenti kuran İskit hükümdarının adından gelir. Sözcük, önceleri Artvani, sonrada Artvini biçiminde söylenmiş, zamanla Artvin'e dönüşmüştür.

AYDIN
Kenti ilk olarak Argoslular kurdu. Adını ise Anadolu Beyleri'nden Aydınoğlu Mehmet Bey verdi ve ona Aydın Güzelcehisarı ismini taktı. Bu isim sonraları kısalarak Aydın halini aldı.

BALIKESİR
Kentin adının ''Eski Hisar'' anlamına gelen ''Paleokastio''dan türediği sanılıyor. Halk arasındaki söylentiye göreyse Balıkesir adı ''Balı çok'' anlamına geliyor.

BARTIN
Roma döneminde Bartın Çayı'nın adı ''Parthenius'' (Suların İlahı) idi. Bu akarsuyun kıyısında kurulan kente ise ''Parthenia'' adı verildi. ''Parthenia'' adı zamanla Bartın'a dönüştü.

BATMAN
Batman yeni bir kenttir. Daha önce aynı yerde ''İluh'' adında bir köy vardı. Yakınında petrol bulunduktan ve bir rafineri kurulduktan sonra hızla gelişen İluh, 1950'lerden itibaren yakınından geçen Batman Çayı'nın adıyla anılmıştır.

BAYBURT
Kentin adı olarak Eski Çağ'da kullanılan ''Bayberd'' , ''Baiberdon'' , ''Payper'' , ''Baberd''' , ''Paypert'' gibi adların kökeni tektir. Marco Polo'nun seyahatnamesinde kent, ''Paipurth'' yada ''Baiburt'' diye anılmıştır. Selçukluların kullandığı ''Baybird'' adı, başlangıçta Osmanlılar tarafından da benimsenmiş, ama ad son zamanlarda ''Bayburt'' biçiminde yazılmıştır.
Evliya Çelebi'ye göreyse Bayburt adı, ''zengin'' anlamındaki ''bay'' ile yurt sözcüğünün birleşmesinden oluşmuştur. ''Zengin belde'' anlamındaki ''Bayyurt'' adı, zamanla ''Bayburt''a dönüşmüştür.

BERGAMA
Eski bir Anadolu mitolojisine göre, Akhilleus'un oğlu Neoptolemos 'la Andromakhe'den doğma Pergamos, Yunanistan'dan Anadolu'ya kaçıp Bergama'nın bulunduğu yerdeki kralı öldürdü ve kendi kral oldu. Kentin adını değiştirip ona kendi adını verdi. Bu mitolojiye göre Bergama adı, işte bu kralın adı olan ''Bergamos'' ya da ''Pergamon'' un değişmiş şeklidir.

BİGA
Yapılan araştırmalara göre, Biga'nın ilk kuruluş tarihi İ.Ö. 2000 - 1900 yıllarına dayanır. Truva Kralı Comenen tarafından bir koloni kenti olarak kurulduğu ve yörenin ilk yerli halkının Gergithes ( Gergis) ler olduğu bilinmektedir.
Biga, adını Yunanca'da ''Kaynak'' ve ''Pınar'' anlamına gelen ''Pegai'', ''Pigas'' sözcüğünden almaktadır. ''Pigas'', ''Menbaalar , kaynaklar kenti'' anlamına gelmektedir. 'Pigas'' adının zamanla Biga'ya dönüştüğü sanılmaktadır.

BİNGÖL
Bölgede volkanik kayalardan oluşmuş bir dağ kitlesi ve 2 bin 700 metreyi aşan yükseltilerde birçok göl vardır. Gerek dağ, gerekse eteğindeki kent, Bingöl adını işte bu çok sayıdaki göllerden alır.

BİTLİS
Kenti ne zaman ve kimlerin kurduğu kesin olarak bilinmiyor. Bitlis adı ise kimilerine göre ''Bageş'' ya da ''Pagiş'' sözcüklerinden türüyor. Kimilerine göre ise Büyük İskender'in buyruğu ile komutanı ''Lis'' veya ''Badis'' burada bir kale kurmuş, Bitlis adı bu komutanın isminden kaynaklanıyormuş.

BODRUM
Kasabanın ilk çağlardaki adı Halikarnasos'tu. Bir süre Bizans, Rodos şovalyeleri ve Menteş Beyliği'nin egemenliği altında kaldıktan sonra, Kanuni Sultan Süleyman zamanında Rodos'la birlikte Osmanlılara katıldı

BOLU
Kente önce ''Bithynion'', Romalılar çağında da ''Claudiopolis'' adı verildi. Osmanlıların eline geçtikten sonra ise ''Claudiopolis' sözcüğünü kısaltıp önceleri ''Poli'', daha sonra ise kente Bolu dediler.

BURDUR
Kent, eski adı ''Askaniya'' olan Burdur Gölü'nün yanında kurulmuştur. Adınıda bu gölden almıştır. Gölün adı değiştirilince, kentde bugünkü adını almıştır.

BURSA
Eski çağlarda ''Bitinya'' adı verilen bölgenin başkenti olan Bursa'yı, İsa'dan önce 2. y.y.'da Bitinya Kralı Prusias II kurdu. Kent, kurucusunun adına dayanarak Prusa, daha sonrada Bursa oldu.

ÇANAKKALE
Çanakkale, boğazın kıyısında ve en dar yerinde kurulmuştur. Burada denizin şekli aynı bir çanağı andırır, bugünkü adınıda buradan alır.

ÇANKIRI
Kent ilk çağda, ''Gangra'' kalesinin eteğinde kuruldu. İsmini Gangra Kalesi'nden alan Çankırı'ya yakın zamana kadar Çangırı ve Çenğiri deniyordu.

ÇORUM
Malazgirt zaferinden kısa bir süre sonra Danişmentliler'den Melik Gazi, 30 000 kişilik bir orduyla kenti ele geçirdi. Yöreye Alanyutlu Türkmenler'inden Çorumlu oymağı yerleştirildi. Bu nedenle kentin adı, önceleri Çorumlu olarak anılırken, bu ad sonraları Çorum'a dönüştü.

DENİZLİ
Bu kent M.Ö. III y.y'da, Selefkilerden Antiokhos'un eşi Laodike adına kuruldu. Müslüman akınları sırasında buraya Lazkiye denildi. 1399'da Osmanlı topraklarına katıldı. Daha sonra deprem nedeniyle eski kent terk edildi ve 6 kilometre güneydeki Denizli kuruldu. Kente, ilk zamanlar Donguzlu (Donuzlu) ya da Tonguzluk deniliyordu. Bugünkü Denizli adı buradan gelmiştir.

DİYARBAKIR
Eski adı Yunan ve Latin kaynaklarında Amida, İslam eserlerinde Amid, Dede Korkud kitabında Hamid olarak geçer. Bekr İbn Va'il adlı Arap göçebe boyu bu çevrede çok dolaştığından, VIII. yüzyılda Abbasiler buraya ana bölge anlamına gelen Diyarbekir adını verdiler. İl topraklarında zengin bakır madeni bulunduğundan 1937 sonunda Atatürk, bakanlar kurulu kararı ile kentin adını değiştirip ona ''Bakır Ülkesi'' anlamına gelen Diyarbakır adını verdi.

EDİRNE
Kenti ilk kuran, Trakların Odris boyuydu ve o zamanki Edirne, Odrise adını taşıyordu. Romalılar devrinde İmparator Hadrianus tarafından yeniden kurulduğu için kentde ''Hadrinopolis'' veya ''Andrinople'' adını aldı. Hadrianus'un şehri anlamına gelen bu sözcük, Osmanlılar tarafından feth edildikten sonraysa Edirne adına çevrildi.

EDREMİT
Balıkesir ilçesinin eski adı ''Adramyttion''du. Kentin kurucusu Yunan mitolojisine göre Granikos'dur. Edremit ismi, Adramyttion'un değişmiş halidir.

EFES
Eski adı ''Efesos'' olan kenti, Amazonların kurduğu sanılıyor. Yunan mitolojisinde ise Efes kentini İonların önderi olan Androklos'un kurduğu söylenir.Efes sözü ''Efesos''tan gelir.

EĞİRDİR
Isparta'nın ilçesi olan kent, önceleri yarımadanın ucundaydı. Bir yangın büyük zararlara yol açınca Eğirdir, yarımadanın dışına taştı, göl kıyısında, genişliği değişen, eğri bir şerit oluşturdu. Adını işte bu eğriliğinden alır.

EMET
Kütahya'nın ilçesinin eski adı ''Tiberipolis'' idi. Selçuklu Türkleri, kasabayı Bizanslılardan alınca, ona, kasabadan akan Emet Irmağı'nın adını verdiler. ''Emed'' uç, son anlamına gelir.

EMİRDAĞ
Afyon'un ilçesi. XI. yüzyılda Anadolu Selçuklularına, sonrada Osmanlılara geçti. 1866 yılında burada kurulan kasabaya, zamanın padişahının adı verildi ve ''Aziziye'' dendi. 1932 yılında bu isim, kasabanın yakınındaki dağdan dolayı, Emirdağ adını aldı.

ELAZIĞ
1834'te Doğu eyaletleri valiliğine atanan Reşit Mehmet Paşa, güneydeki ovada Mezraa adıyla anılan köyün yerinde vilayet ve ordu müfettişliği merkezi kurdu. 1862'de, vali İsmail Paşa'nın önerisi üzerine, Mezraa adı, o sırada Osmanlı Padişahı bulunan Abdülaziz'in onuruna ''Mamüretülaziz'' şeklinde değiştirildi. Bu ismi uzun bulan halk, onu kısaltıp kısaca Elaziz dedi. Şehrin adı 1937'de Elazığ'a çevrildi.

ERZİNCAN
Tarihçi Strabon'un, Akilisene dediği bu yörede, Eriza adlı eski bir kent bulunduğu belirtilmektedir. Çok eski bir tarihe sahip olan kent, Ortaçağ'da büyük ve bayındır bir haldeydi. Daha sonra adını üstünde kurulduğu ovadan alan Erzincan'a eskiler, Erzingan (halk arasında Ezirgan) derdi.

ERZURUM
Bugünkü Erzurum'a çok yakın bir yerde, Romalıların 422'de kurduğu ''Theodosiopolis'' vardı. 463'te, Araplar bu kenti ele geçirip ona ''Kalikala'' adını verdiler. Kent daha sonra yeniden Bizanslıların eline geçti. Bizanslılardan sonra bölgeyi ele geçiren Anadolu Selçukluları burada, ''Erzen Rum'' adıyla yeni bir kent kurdular. Erzurum ismi işte bu ''Erzen Rum''dan geliyor. Erzen, darı demektir. Bir başka kaynağa göre ise Erzurum adı, Arz-ı Rum (Rum Ülkesi) sözcüğünden türemiştir.

ESKİŞEHİR
Frikler tarafından kurulan Eskişehir'in eski adı ''Dorylaion''du. Roma ve Bizans egemenlikleri altında kalan kenti Türkler 1080 yılında feth etti. 1175'te Bizans İmparatoru Manuel, Eskişehir'i Türklerin elinden aldı. Fakat ertesi yıl yapılan savaşta Kılıçarslan, şehri geri aldı. Eski şehir, yeniden ele geçtiği içinde ona, Eski ''Bizim eski şehrimiz'' anlamına gelen Eskişehir adı verildi.

FINDIKLI (Rize)
Fındıklı ilçesi, Fatih Sultan Mehmet’in 1461 yılında Trabzon’un fethinden sonra Osmanlı egemenliği altına girmiştir. Önceden bölgede Tiranlılar, Makedonyalılar ve Bizanslılar yaşamıştır. 1886 yılına kadar ''Karye'' (Köy ile Nahiye arasında idari birim) olan Fındıklı'nın eski adı "Viçe"dir.

GAZİANTEP
Bugünkü kentin adı eskiden ''Ayıntab''dı ve bu ad halk arasında Antep şeklinde geçerdi. 1919'da, Fransız işgaline karşı kahramanca mücadele eden Antep halkına, bu kahramanlıklarından dolayı 6 Şubat 1921'de çıkarılan yasayla kentlerine ''Gazi'' ünvanı verilmiştir.

GEDİZ
Kütahya'nın ilçesi. Eski adı Kadoi. Frikyalıların kurduğu kent, daha sonra Lidya, Pers, Makedonya, Bergama Krallığı ve Roma İmparatorluğu egemenliğine girmiş, 1428'de Osmanlıların eline geçmiştir.

GELİBOLU
Çanakkale'nin ilçesi. Eski bir şehir olan Gelibolu'nun adı ''Gallipolis''ten türer.

GEMLİK
Eski adı Askania. Lidya, Pers, Makedonya, Britanya, Roma ve Bizans egemenliklerine giren kent, son olarak Osmanlıların eline geçti ve şehre bugünkü adını Osmanlılar verdi.

GİRESUN
Giresun adı, bu bölgede yetişen ve ceresia denilen yaban kirazından gelir. Cerasia, Osmanlılar zamanında Giresun oldu.

GÖREME
Göreme kentinin eski adları Korama, Matiana, Maccan ve Avcılar’dır. Göreme ile ilgili 6.yüzyıla ait bir belgede, ilk olarak ‘Korama’ adına rastlanıldığından dolayı en eski adının bu olduğu düşünülmektedir. Bu isimler zamanla ''Göreme''ye dönüşmüştür.

GÜMÜŞHANE
Kent adını, vaktiyle burada bulunan gümüş madenlerinden alır.

GÜNEYSU (Rize)
Güneysu ilçesinin eski adı ‘’POTOMYA’’dır. Bu adı, ilçenin içinden geçen ve Salarha deresi ile birleşerek Taşlıdere mevkiinden Karadenize akan Potomya Deresi'nden almıştır.

HAKKARİ
Hakkari adı, eskiden Van Gölü'nün güneyinde yaşayan bir göçebe aşiretin adından gelir. Burada oturanlara Hakkariler, çevreyede Hakkariye deniyordu.

HATAY
İ.Ö 1200'lerde Hitit Prenslikleri döneminde Amik Ovası'ndaki Hitit prenslikleri birleşerek Hettena Krallığı'nı kurdular. Hatay adının ''Hattena''dan geldiği sanılıyor.

HEMŞİN (Rize)
Uzun süre Amadan-Mamadan yöresini kendilerine yurt edinen Türk oymağı, daha sonraları Sasaniler'in yoğun din baskılarına maruz kaldılar. Mecusi (Ateşe tapan) inancına sahip Sasaniler'in, bu dine geçmeleri için baskı uygulamaları üzerine, bu yörede tutunamayacaklarını anlayan Türk oymağı, 623 yıllarında Hamam Beğ idaresinde Rize yöresine göçüp "Danpur" denilen yıkık kasabayı imar ettiler. Yeniden imar ettikleri bu beldeye, beylerinin adına izafeten "Hamama Şen (Hamama Bad / Hamamın Şenlendirdiği) " adını verdiler. Bu Türkçe ad zamanla Hemşen/ Hemsin biçimine girerek günümüze kadar geldi.
Kaşgarlı Mahmut tarafından 1072-1074 yıllarında derlenen Divan-ı Lügat-it Türk'ün tercümesinde ise "EMŞEN" kelimesinin kuzu derisi, kürk yapılan deri anlamına geldiği görülmektedir. Deriden yapılmış kürk giyen , kabile boy başkanlarına izafetten Hemşen'li deyiminin ortaya çıktığı ifade edilmektedir. (Hemsin isminin Hemşen kelimesinden ortaya çıkmış olabileceği kuvvetli bir ihtimaldir).

ISPARTA
Isparta, İlkçağ'daki Psidia kentlerinden Baris'in yerini almıştır. Arap kaynaklarında kentin adı Sabarta olarak geçer. Bu adın da Baris'ten türediği ve ilk zamanlardaki söylenişinin İsbaris olduğu sanılmaktadır. Isparta adı büyük olasılıkla, bu sözcüğün halk arasındaki söylenişinden türemiştir.

İÇEL
İçel adı, Anadolu Selçukluları zamanında verildi.Bölge, Toros Dağları içine girdiği ve geçilmesi güç olduğu için bu adla anılmıştır.

İNEBOLU
Kastamonu'nun ilçesi. Eski adı ''İnebolis''di. Türkler zamanında bu isim İnebolu şeklini aldı.

İKİZDERE (Rize)
1933 yılına kadar ismi Kura-i Seba olarak bilinen ilçe; bu tarihten sonra bucak merkezi olarak İkizdere adını almıştır. Karşılıklı birbirine bakan bu iki dağın vadisinde, Çamlık Deresi ile Cimil Deresi'nin birleştiği yerde kurulan ilçe, "iki dere" anlamında kullanılan İkizdere adını almıştır.

İNEGÖL
İnegöl ve çevresi bir zamanlar daha sulakmış. Yörenin akarsuları yüksek dağlardan, kayalıklardan inip hep buraya dökülür, yöreyi adeta göl haline getirirmiş. İşte, bu inen sular nedeniyle İnegöl'e ''İnengöl'' denmiş. Sözcük zamanla İnegöl halini almış.

İSKENDERUN
İ.Ö 333 yılında Büyük İskender tarafından kuruldu. İskender'in Mısır'da kurduğu İskenderiye Kenti'nden ayırt edilmesi için buraya önceleri Aleksandria Minor (Küçük İskender) dendiyse de, daha sonra aynı anlama gelen İskenderun şeklinde adlandırıldı.

İSPİR
Kent, tarihi İspir Kalesi'nin eteğinde kurulduğu için adını bu kaleden alır. Rum tarihçiler bu kalenin eski adının ''Hispartis'' olduğunu ileri sürerler. Arap kaynaklarında ise gerek kalenin, gerekse kentin adı ''İsbiren'' olarak geçer.

İSTANBUL
Megara Kralı Byzas ve yandaşları yeni bir kent kurmak ister ve bu kentin yeri konusunda kahinlere danışırlar. Kahin onlara ''Bu kenti körlerin ülkesinin karşısına kurun'' der. Megaralılar, bugünkü Sarayburnu'nun olduğu yere gelirler.Buradan çevreyi gözlerken , o zamanlar Finikelilerin sömürgesi olan Kadıköy'ü görürler. Finikelilerin Kadıköy gibi bir yere yerleşmelerine çok şaşırırlar ve ''İşte kahinin haber verdiği körler ülkesi orası olsa gerek'' deyip, Haliç ile Lygos Burnu arasında kendi şehirlerini, İstanbul'u kurarlar ve şehre, önderlerinin adı olan Byzantion - Bizans ismini verirler.
Roma İmparatoru Marcus Avrelius'un döneminde kent, imparatorun manevi babasının adıyla ve ''Antonion'' olarak anıldı.
Konstantin, Roma İmparatorluğu'nun merkezini Roma'dan, İstanbul'a taşıyınca, kente ''Konstantinopolis'' adı verildi. ''Şehire'' anlamına gelen bu ismin kısaltılmış şekli ''Stin-polis''di. İstanbul sözcüğü işte bu kelimeden türedi. Araplar ise Konstantinopolis'e, ''Kostantaniye'' diyorlardı.
On Yedinci ve On Sekizinci Yüzyıllarda bu isim ''İslambol'' şeklinde değiştirildiysede, halk benimsemeyince İstanbul adı resmileşti.

İYİDERE (Rize)
M.Ö.700 yıllarında Miyetoslu'larca kurulan önce Roma, sonra Bizans ve Pontus Rum egemenliği altında kalan yerleşim yeri, 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı Devleti sınırları içerisine katılmıştır. Eski adı ''Aspet'' olan ilçe merkezi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra bucak olarak yapılandırılmıştır. İyidere, deresinden dolayı da İyidere ismini almıştır.

İZMİR

Bir görüşe göre, kenti kuran Hititlerdir ve İzmir'e ''Navlühun adını vermişlerdir. İsa'dan bin yüzyıl önce ise, İkinci Amazonlar yönetimindeki Akalar, Efes'te Smyrna (İzmir) adlı bir mahallede oturuyorlardı. Mahallelerini terk edip Navülhun'u işgal ettiler ve ona aynı zamanda reislerinin de adı olan Smyrna ismini verdiler.
Kimi kaynaklara göreyse İzmir'i kuranlar Hititler değil, Amazonlardır.
Homer'in destanlarında ise kent ismini, Kıbrıs Kralı Kinyras'ın kızı Smyrna'dan alır.
Sonuçta, Smyrna sözcüğü tarihin akışı altında İzmir'e dönüşmüştür.

İZNİK
Tarihçi Strabon'a göre kenti Büyük İskender'in komutanlarından Antigon kurdu ve ona ''Antigonya'' adını verdi. Antigon'un ölümünden sonra kenti ele geçiren Liysimahos buraya karısının adını verdi, böylece kentin adı ''Nikiya'' oldu. Yunanlılar kente, ''İznikliyim'' anlamına gelen ''İs-Nikiya'' dediler. İznik sözcüğü buradan türedi.
Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir'in araştırmalarına göreyse İznik'i kuranlar Makedonyalılar değil, Amazonlardır.


KAHRAMANMARAŞ
Asıl adı Markasi’dir. Halk dilinde Maraş olarak değişmiştir. Kurtuluş savaşında Fransızlara karşı şehirlerini kahramanca savunduklarından meclis tarafından ll Şubat 1922’de kahraman ünvanı verildi.

KARABÜK
Karabük adını, üzerinde yaşadığı coğrafi ortamdan almıştır. “Kara” ve “Bük” sözcükleri, kara çalılık yer anlamında, Karabük adının oluşumuna kaynaklık yapmıştır. Bu topluluklarda yaşayan Türkmen toplulukları, Karabük cemaatı adını bu biçimde almışlardır. Türkiye'de 14 yer ve mevki adının bugün Karabük şeklinde geçmesi, cemaatlerin bu topraklardan diğer yerlere göç ettiği görüşünü kuvvetlendirmektedir.


KARAMAN
İlk ismi Laranda’dır. Selçuklu ve Osmanlılarda ki ismi Larende idi. Karamanoğullarının başkenti olduğundan buraya daha sonra Karaman adı verildi.


KARS
MÖ: 130-127 yılında buraya yerleşen Karsak oymağından dolayı şehre kars adı verilmiştir. Kars kelimesinin anlamı ise deve ya da koyun yününden yapılan elbise veya şal kuşağı anlamına gelir.


KASTAMONU

Şehrin eski adı “Tumana”dır. Buraya daha sonra Gas-Gas isimli bir kavim yerleşti. İşte Kastamonu Gas ve Tuman’ın birleşmesinden meydana gelmiştir.


KAYSERİ
Bugünkü Kayseri şehrinin 2 kilometre güneybatısında Mazaca ya da Eusbia adlarıyla anılan eski çağların ünlü ticaret merkezi vardır. Bu adın Kapadokya krallarından Mosoch'un adıyla bağlantılı olduğu kabul edilir. Kapodokya'yı bir Roma eyaleti durumuna getiren İmparator Tiberius, Büyük Roma İmparatoru Augustus'a bir saygı görevinde bulunmak amacıyla şehre Ceaserea adını verdi. O çağlarda Romalılardan Doğu Roma, Kuzey Afrika ve İspanya'da Kayser şehri anlamında Ceaserea diye andıkları 17 şehir daha vardı. Araplar bu şehre Kayseriya, Türkler Eskişehir derlerdi. Osmanlı Türkleri çağında resmi yazılarda Araplara uyularak Kayseriye diye geçen şehrin adı Cumhuriyetin ilanından sonra halk arasında yaygın deyişle Kayseri biçiminde kesinleşmiştir.


KIRKLARELİ
Kırklareli, eski ismi Kırk Kilise (Yunanca: Σαράντα Εκκλησιές Saranta EklesiesBulgarca: Лозенград Lozengrad), Kırklareli ilinin merkezi olan şehirdir.Kırklareli'nin bilinen ilk sakinleri tüm Trakya bölgesinde olduğu gibi Traklardır. MÖ 6. yüzyılda Yunanistan'a kadar uzanan büyük bir imparatorluk kuran İran soylu kavim Perslerin eline geçen bölge, MÖ 4. yüzyılda Büyük İskender önderliğindekiMakedonlar, MÖ 2. yüzyılda ise Romalıların hakimiyetine girer. Roma İmparatorluğu'nun 4. yüzyılda ikiye bölünmesiyle Doğu Roma İmparatorluğu'nun payına düşen Kırklareli, bu dönemde birçok Bulgar ve Peçenek istilası görmüştür. Şehrin Bizans dönemindeki adı "kırk kilise" anlamında Saranta Ekklesies'tir.. 13. yüzyılda kısa bir Haçlı işgalinin ardından 1368 senesinde, Balkanlarda yayılan Türklerin egemenliğine girmiştir. Osmanlılar şehrin adını "Kırk Kilise" şeklinde Türkçeleştirmişlerdir, bu Bizans dönemindeki adının birebir tercümesidir. Bir görüşe göre Kırk Kilise ile kastedilen kırk adet kilise değil, "kırk azizler kilisesi" olsa gerektir (III. yüzyılın sonunda Sivas'ta din uğruna şehit olan kırk azizler efsanesi Anadolu Hristiyanlığının en popüler konularından biridir)Osmanlı döneminde Edirne Vilayeti'ne bağlı bir sancak merkezi olan Kırklareli, 93 Harbi'nde (1878) Rus, Balkan Harbi'nde (1912) Bulgar ve de I. Dünya Savaşı'ndan sonra (1920-1922) Yunan işgali yaşamış, Türk Kurtuluş Savaşı'nın Türkler açısından zaferle sonuçlanmasıyla birlikte 10 Kasım 1922'de Türk topraklarına katılmıştır. 1924 yılında Kırkkilise milletvekili Dr. Fuad Bey (Umay) Meclis'teki müzakerelerden birinde, şehrin adının halk dilinde ve resmi olmayan kullanımlarda Kırklareli veya Kırklarili şeklinde geçtiğini belirterek şehrin adının "Kırklareli" olarak değiştirilmesine yönelik bir teklifte bulunmuştur; isim değişikliği teklifi 20 Aralık 1924'te TBMM'de kabul edilmiş ve ilgili kanun 14 Ocak 1925'te Resmî Gazate'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. "Kırkkilise" olan adında kilise sözcüğü geçtiği için değiştirilmiştir.(KAYNAK:WİKİPEDİA)
*
KIRKLARELİ
Kırklareli ismi, toprakları bünyemize katan 40 savaşçıdan gelir, diğer adları ''deliler'' veya ''akıncılar'' olarak bilinen bu savaşçılar kaleyi ele geçirirler, fakat buradan kurtulamayacağını önceden bilen Bizanslıların toplu intaharı ile onlarda bu topraklarda hayatını kaybeder.


*
Kırklareli

İsminin Anlamı

Trakya’da bulunan bir ilimiz. Batı sınırımızdaki Kırklareli, Marmara bölgesinin Istranca ve Ergene bölümleri üzerinde bulunmaktadır. Trakya’nın en büyük ili olup, İstanbul, Karadeniz, Tekirdağ, Edirne ve Bulgaristan ile çevrilidir. 41° 14’ ve 42° 00’ kuzey enlemleri ile 28°53’ ve 26°13’ doğu boylamları arasında yer alır. Trafik numarası 39’dur.

Türk akıncıları “Rumeli” ismi verilen Marmara Denizinin batı bölgesine çıkarak yeni şehirler fethettiler. Kırklareli’yi fetheden Türk akıncıları burada 40 şehid verdiler. Şehid arkadaşlarının aziz hatırası için “Kırklareli” dediler. Nitekim bu ildeki “Kırklar Şehitliği” ve “Kırklar Câmii” bu şehitlerin hatırası içindir. 

Kırklareli isminin “Kırk Kilise” (Saranta Eklesies) ile ilgisi yoktur. Gerçi Kırklareli’nin eski ismi “Kırk Kilise”dir. Fakat Kırklareli ismi 40 şehid hatırasına binâen verilmiştir. Kırk akıncının âbideleştiği bir topraktır. Kırklarbaba Dergâhındaki kitâbede şu beyit bulunmuştur: 

“Kırk kimse şehid oldu bu yerde, 
Bu nâm ile anılsın bu belde.” 

Hüdavendigâr ismi ile anılan Sultan Birinci Murad Han zamanında Demirtaş Paşa emrindeki akıncılar bu bölgeyi fethederken 40 şehit vermişlerdir. Bu şehitler arasında Saltık Bey, Balaban Bey, Kılıç Alparslan Bey, Satılmış Bey, Demirhan Bey, Yahşi Bey, Durmuş Bey, Kayahan Bey, Sungur Bey veKaracakaya Bey bulunmaktadır. 

Sultan Birinci Murad Han, Demirtaş Paşaya: “Bre Demirtaş yiğidim, Saranta Eklesies derler bir il vardır. Gözümün üstünde çapak gibi durur. Tez saadetlu haberini beklerim.” diyerek, sefere (akına) uğurlamıştı. Kırk şehitlerin yattığı bu il Demirtaş Paşa emrindeki Türk akıncılarının akınıyle fethedilmiştir.
KAYNAK:
http://www.cografya.gen.tr/tr/kirklareli/anlami.html




KIRŞEHİR
Kır ve Şehir kelimesinin birleşmesinden oluşmuştur.


KOCAELİ
Orhan gazi döneminde bu bölgeyi feth eden Akçakoca isimli komutandan dolayı buraya Kocaeli denildi.


KONYAİsa’dan önce 47-50 ve 53 yıllarında Hıristiyan azizlerinden St. Paul burayı ziyaret etti ve şehir önemli bir dinsel merkez olarak gelişti. Bu nedenle Hıristiyanlar ona, “İsa’nın tasviri” anlamına gelen “ikonyum” adını verdiler. Abbasiler burayı alınca “Kuniye’ye” çevirdiler. Türkler bu ismi Konya olarak değiştirdi.



KÜTAHYAFrigler buraya “Katyasiyum veya Katiation” adını vermişlerdir. Daha sonra yöre halkı buraya Kütahya demiştir.


MALATYA
Hititler döneminde buranın adı “Meliddu”dur. Halk tarafından Malatya olarak değişmiştir.


MANİSA
Yunanca Magnesya’dan gelmiştir. Türkler burayı alınca Manisa olarak şehrin ismini değiştirdiler.


MARDİN
Mardin adı Süryanice’de Marde’den geldiği rivayet edilir. Romalılar “Maride” Araplar ise “Mardin” adını vermişlerdir.


MUĞLA

Muğla Eski adı “Mobolla”’dır. Türkler buraya daha sonra Muğla demişlerdir.


MUŞBir rivayete göre süryanice’deki suyu bol anlamına glene Muşa’dan diğer bir rivayete göre ise Şehrin kurucusu “Muşet’den gelmiştir.


NEVŞEHİR
Onsekizinci yüzyıla kadar şehir bir köydü ve adı “Muşkara” idi. Daha sonra Nevşehirli Damat İbrahim Paşa köyünü geliştirdi ve yeni şehir anlamında Nevşehir adını verdi.


NİĞDE

İlkçağda bölgede Nagdoslular adlı bir kavim yaşadığından bu şehre isimlerini vermişler. Arap kaynakları şehre “Nekide veya Nikde” demişlerdir. Halk ise şehre Niğde adını vermiştir.


ORDU
Eski adı “Kotyora”dır. Halk tarafından bu isim değişikliğe uğramıştır.



RİZE
Kafkas kökenli bir kelime olduğu sanılmaktadır.


SAKARYA
Adını sınırları içinden geçen Sakarya nehrinden alır.


SAMSUNEski adı “Amisos”dur. Samsun ismi bu kelimenin halk arasından değiştirilmesidir.


SİİRT
Siirt adının Keldani aslından geldiği ve şehir anlamına geldiği söylenir. Diğer bir ravayete göre ise Sert kelimesinin bozulmuş şeklidir.



SİNOP
Sinope Irmak Tanrısı Osopos'un güzeller güzeli kızıymış. Rivayete göre mutlu bir hayatı varmış. Birgün Tanrılar Tanrısı Zeus kendisini görmüş ve o anda aşık oluvermiş. Zeus bu, gönlünü kaptırdığını elde etmek için yapmadığı üçkağıtçılık yokmuş . Ama Sinope, Zeus'un bile başını döndürecek bir güzellikteymiş. Eli ayağı, dili dudağı dolaşmış Tanrılar Tanrısının, Sinope'ye aşkına karşılık her istediğini yapacağını söylemiş. Korku içindeki genç kız, kendisine dokunmamasını, kız oğlan kız almak istediğini söylemiş heybetli Zeus'a. Tanrılar Tanrısı, sözüne sadık kalmış ve Sinope'yi alıp en sevdiği yerlerden olan Karadeniz'in cennete benzeyen yemyeşil kıyılarına bırakmış. (Yani bugün Sinop ilimizin bulunduğu yere) Sinop'un ilk kez Hititçe Sinova adı ile anıldığını Hitit kaynaklarından öğreniyoruz.


SİVAS
Sivas’a farklı dönemlerde hakim olan devletler, şehre kendilerine özgü değişik isimler vermişlerdir. Bunlar; Sebaste, Sipas, Megalopolis, Kabira, Diaspolis (Tanrı Şehri), Talaurs, Danişment İli, Eyalet-i Rum, Eyalet-i Sivas ve Sivas isimleridir.
        Bu gün kullanılan Sivas isminin kaynağı hakkında ise farklı görüşler bulunmaktadır. Bunların içinden ‘Sebaste’ Sebasteia eski yunancada (Augustus Şehri) ismi, Pontus kralı Polemon’un hanımı Pitodoris tarafından verilmiştir. Romalılar, Pont Krallığını egemenlikleri altına aldıkları zaman şehrin yönetimini Pont Krallığı’nda bırakmışlardı. Pont Kralının hanımı ise, Roma Kralı Augustus’un sevgisini kazanmak ve ona bir şükran ve sadakat ifadesi olmak üzere Yunanca’da Ogüst şehri anlamına gelen “Sebaste” adını verdiği sanılmaktadır. Sebaste’nin zamanla “Sivas”a dönüştüğü ileri sürülmektedir.
        Yine diğer bir görüş de, bugün “Sivas” olarak kullanılan ismin “Sipas”tan geldiğidir. Şehrin ilk kurulduğu dönemlerde, bugünkü şehrin merkezinin bulunduğu yerde büyük çınar ağaçlarının altında üç adet su gözesi (Kaynağı) bulunmaktadır. Bu gözelerden bir tanesi “Allah’a Şükür”ü ikincisi “ana ve babaya saygı”yı, üçüncüsü de “Küçüklere sevgi”yi temsil eder. Bu bölgede yaşayan insanlar, zamanla bu özelliklerini koruyamayıp yitirince, bu üç göze de kurur. Şehrin isminin de “üç göze” anlamına gelen “Sipas”tan kaynaklandığı ve zamanla bugün kullandığımız “Sivas”a dönüştüğü ileri sürülmektedir.
KAYNAK:
http://www.sivas.gov.tr/default_b0.aspx?content=223


ŞANKIURFA
Urfa bölgesi; Sümer - Akat - Hitit, Babil - Kalde, Hurri - Mitanni, Aram - Asur, Med ve Pers hakimiyetlerini görmüştür. MÖ. II. bin Hitit vesikalarında geçen Ursu'nun ve Asur vesikalarında geçen Ruhua veya Ru'ua'nın, bugünkü Urfa olduğu söylenmektedir. Eski adı “Orhoe veya Orhai”dir. Daha sonra Araplar tarafından “R”ya çevrilmiştir. Şehir; Ur, Kalde Ur'u, Harran Ur'u, Orhei, Orhay, Vurhai, Edessa, Diyar Mudar, (Bölge ile beraber) Ruha, Reha ve Urfa adlarını almış, en son Şanlıurfa olmuştur.



ŞIRNAK
ŞIRNAK Şırnak, Nuh’un Gemisi kalıntılarının olduğu öne sürülen Cudi Dağı’nın Kuzeyinde Şehr-i Nuh adıyla kurulmuş, önceleri Şerneh, daha sonraki yıllarda ise Şırnak adını almıştır.

Şırnak 
Şırnak adı nereden gelmiştir 
İslam inancına göre, Tufan’dan sonra Nuh’un gemisi Cudi Dağı’na inmiş, Nuh’un dağın eteğinde kurduğu kente de ”Şehr-i Nuh” adı verilmiş. Bu ad önce ”Şernah”a, sonra da ”Şırnak”a dönüşmüştür.



TRABZON
“Trapezus” sözcüğünden gelir. Anlamı dörtköşe’dir.



TEKİRDAĞ

Adını, kıyı boyunca uzanan Tekirdağlarından almıştır.



TOKAT
Eski adı “Komana Pontika”idi. Tokat adının Pontika adının halk arasından değişmiş şeklidir.



TUNCELİ
Burada bazı maden yataklarının bulunmasından dolayı şehre Tunceli adı verilmiştir. Yani tunçülkesi demektir.



UŞAK
Çocuk veya genç adının halk dilinden söylenişidir. Bazı rivayetlere göre ise Uşak (ayınla söylenişi) kelimesinin aşık kelimesinden geldiği söylenmiştir.



VAN

Van’ı Asur kraliçesi Semiramis kurdu. Bundan dolayı şehre “Şahmirankent” adı verildi. Daha sonra Persler döneminde buraya Van adında bir vali geldi ve şehri bayındır hale getirdiğinden şehre onun adı verildi.




YALOVA
 Yalova’nın adının nereden geldiğine dair çeşitli iddialar ortaya atılsa da en çok kabul göreni Osmanlı döneminde Çiftlikköy ilçesinden başlayıp Termal ve Çınarcık ilçelerini içine alan bölgeye verilen “Yalakabad” adından geldiği. Yalakabad’ın ardından buranın Yali Ovası olarak anıldığı, cumhuriyetin ilanından vefatına kadar sık sık Yalova’ya gelen Ulu Önder Atatürk’ün burada yazdığı mektupları tarih attıktan sonra Yali Ovası yazıp imzaladığı belgelenmiş. Türkçe’ye Rumca’dan Yalı olarak geçen yali ve ova kelimelerinin birleşerek Yalova olarak kaldığı sanılıyor.Yalova’da “Katırlı” beldesinin adı Esenköy, geçmişte hapishane bulunduğundan yıllarca “Zindan” olarak anılan Teşvikiye beldesine bağlı mahallenin ismi ise Yukarı Teşvikiye olarak değiştirildi.




YOZGAT
Yozgat isminin kaynağına ilişkin değişik söylentiler vardır. Yozgat sürü veya otlak kent anlamına gelir. Bozok yaylası eskiden beri hayvancılığın gelişmesinde önemli yer tutmuştur.

Yozkent, sürüleri bol olan şehir anlamına gelmektedir. Daha sonra bu ismin Yozgat olarak değişikliğe uğradığı ileri sürülmektedir.

Yozgat adı yabancı tarih kitaplarında "uskat, juskat, yougat, yüz-kat, yozhourt" şeklinde geçer.

Bir söylentiye göre; Yozgat sözcüğünün aslı "yüzü yoz" (koyun sürüsü memleketi) olduğundan "Yozkent" veya rakımın yüksek oluşundan dolayı da "yüz-kat"tır.

Cumhuriyet döneminde TBMM birinci dönem milletvekillerinden Süleyman Sırrı İçöz'ün 4 Kasım 1922 tarihli teklifi üzerine bozok ismi kaldırılarak 1923 senesinde itibaren ilin adı Yozgat olmuştur.




ZONGULDAK

 Zonguldak isminin verilişi çeşitli rivayetlere dayanmaktadır; sazlık ve kamışlık anlamına gelen zongalıktan, sıtmanın titremesini tarifen zonklamaktan ve bir başka rivayete göre de, sisli bir havada gemisiyle buraya giren kaptanın sis kalktıktan sonra burasızongalıkmış demesinden, semer otu’na (kemer otu, kındıra otu) zongura denmesinden, Zonguldak isminin verildiği söylenmektedir.

Kent adını, "Sandraka / Sandrake" adıyla bilinen yerleşim, adını Sandra Çayından alarakZonguldak‘a dönüşmüştür. 

Bir başka görüşe göre; Göldağı’ nın nirengi noktası alınması sonucu , Göldağı kesimi ya da bölgesi anlamına gelen “ Zone Ghuel Dagh” ın Türkçe okunuşundan almıştır. 

Necdet Sakaoğlu’nu tespitine göre de; “Daha çok şimdiki Zonguldak’ın bulunduğu yerde ocaklar açan Fransız girişimciler yörelerinin çok engebeli ve sık ormanlık oluşu sebebiyle buralara Jungle (Cangıl) adını vermişler, buna yerli halkın orman anlamında kullandıkları dav - dağ kelimesi de eklenince zamanla Zonguldak biçimini alacak olan "Jungle-Dağ" ismi doğmuştur.”
KAYNAK:ZONGULDAK VALİLİĞİ
http://www.zonguldak.gov.tr/default_b0.aspx?content=1036

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.