Sanırım ülkemizdeki ilginç yerlere meraklı olan duymuşlardır; “asker balıklar” burada, ayni Atkaracalar ilçemizde. İlginç özellikleriyle öne çıkan bu balıkları, mutlaka görmelisiniz. Yakınlardan yolunuz düşerse, mutlaka zaman ayırın, gerek doğal güzellik ve gerekse balıkların ilginç özellikleri, kısa da olsa zaman ayırmanız gerek.
ULAŞIM:
Atkaracalar ilçesine ulaşım zor değil. Çünkü: İstanbul-Tahran bağlantısını sağlayan E-80 karayolu, Çerkeş ilçesi ve takiben Atkaracalar ilçesinin hemen kıyısından geçerek ilerliyor.
Ayrıca: Zonguldak-Çankırı demiryolu da ilçe merkezi yakınlarından geçmektedir.
İlçenin, il merkezi olan Çankırı’ya olan uzaklığı: 105 km. dir. Atkaracalar-Kurşunlu arası uzaklık: 18 km. Atkaracalar-Çerkeş arası uzaklık: 16 km. Atkaracalar-Kızılcahamam arası uzaklık: 70 km. Atkaracalar-Ilgaz arasında uzaklık: 53 km.
TARİH:
Atkaracalar isminin ortaya çıkışı: Sultan IV.Murat, Bağdat seferinden İstanbul’a dönerken: Çorak ovasında karargah kurulur. Bunu duyan yöre halkı: süvari askerleri öncülüğünde, padişahın bulunduğu yere giderler. Padişah IV.Murat, süvarileri görünce, “burada asker mi var” diye sorar. Bunun üzerine, yöre halkı “hayır, burada asker yok, burada Karaca halkı yaşıyor, ama burada çok iyi at yetiştirilir” derler. Sultan IV.Murat: “bundan böyle buranın adı Atkaracalar” olsun, bundan böyle sefere giderken, atlarımızı burada değiştirelim” der.
Evet, Atkaracalar, 1927 yılına gelindiğinde, Belediye statüsüne kavuşur. Sonuç olarak: bölgenin tarihi çok eskilere dayanmıyor.
GENEL:
Atkaracalar ilçesinin bugün bulunduğu yer, önceden boş bir araziymiş. Ancak, bu boş arazinin çeşitli yerlerinde, mezra şeklinde yerleşimler varmış. Bu mezralarda yaşayanlar, zaman geçtikçe, güvenlik, korunma ve diğer bir kısım ihtiyaçlarını gidermek için, bu boş arazinin tam ortasında, bugünkü ilçenin kurulu bulunduğu yerde, sık sık toplanırlarmış. Hatta, bu insanların, Türklerin “Karaca” boyundan geldikleri söylenir. Boş arazinin ortasında kurulan yeni yerleşim yerine de, bu nedenle “Atkaracalar” ismi verilir.
İlçenin doğu-batı yönünde uzunluğu: 7 km. ve kuzey-güney yönündeki uzunluğu ise, 16 km. dir. Denizden yüksekliği: 1270 metredir.
Yörede: karasal iklim hüküm sürmektedir. Buna bağlı olarak, yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise soğuk ve karlı geçer.
İlçe halkının geçim kaynağı: tarım ve hayvancılıktır. Özellikle: büyük baş hayvancılığı ve koyun besiciliği öne çıkmaktadır. Ancak, her şeye rağmen tarım olanakları çok yeterli değil ve buna bağlı olarak köylerden başka yerlere yoğun göç yaşanmaktadır.
NE YENİR.
Atkaracalar yöresine yolunuz düşerse, buraya has bir lezzet olan: keşkek, hamurlu (mayalı hamurdan yapılan bir çeşit ekmek), yağlı gözleme, mıklama ve hoşmerim yemelisiniz.
GEZİLECEK YERLER:
HOŞİSLAMLAR TÜRBESİ:
İlçe merkezine 3 km. uzaklıkta, Dumanlı dağı eteklerindedir. Türbeye gitmek isterseniz: ilçenin tren istasyonunun bulunduğu yere yönelin. Türbe: hemen tren istasyonunun bulunduğu yerin, çarprazındaki yeşillik alan üzerindedir.
Burada: türbe, cami, misafirhane, yemekhane ve çeşme var. Ancak, bu yapılan yeni. Yani, mimari bir özellik yok.
Türbede: Pir Hamza Sultan gömülü. Bu şahıs: Fatih Sultan Mehmet döneminde, Horasan bölgesinden gelmiş ve yöredeki Müslümanlar için, bir Cuma mescidi yaptırarak, dağınık ahalinin bir araya toplanmasını sağlamıştır. Ama, bu Cuma mescidi, zamanla, Atkaracalar ilçe merkezinin tam ortasında kalmış ve yıkılmış, ilçe halkı daha sonra bu mescidin bulunduğu yere bir cami yaptırmış. Evet, Pir Hamza Sultan Türbesi, özellikle yaz aylarında yoğun ziyaretçi çekmektedir.
BALIKLI GÖL:
İlçe merkezine 3 km. uzaklıktaki bir göl. Dumanlı dağının, ilçe merkezinin güneyinde, ılıpınar köyündedir. Buraya ulaşmak için: Çerkeş istikametinden gelirken, Atkaracalar ilçe merkezi girişini geçin ve ilk sağ yola sapın. Bu yolu doğruca takip ettiğinizde, Ilıpınar köyüne ulaşıyorsunuz. Yol düzgün, sıkıntılı bir yol değil. Eğer önce Hoş İslamlar türbesine gittiyseniz, bu türbeden kuzeye doğru ilerleyen yoldan gidin ve ilk sağa dönün, yine Ilıpınar köyüne ulaşırsınız.
Balıkların bulunduğu havuz, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Havuzun bulunduğu yerin deniz seviyesinden yüksekliği: 1000 metredir. Havuzun iç kısımları, taş duvarla çevrilmiştir. Su derinliği: 70 cm. ve havuzun büyüklüğü ise: 14×12 metre ebatlarındadır. Küçük havuz ise: 14×6 metre büyüklüğündedir. Her iki havuzun yüzölçümü ise: yaklaşık 300 metre karedir. Her iki havuz arasında, altta küçük bir kanal var. Su akışı ve balıkların her iki havuz arasındaki hareketleri, bu küçük kanaldan sağlanıyor.
Havuz suyu: sedef ve mantar hastalığına, el ve kol ağrılarına iyi gelmektedir. Saçlara sürüldüğünde ise parlaklık vermektedir. Havuzun hemen kıyısında: bir kır kahvesi görülüyor. Burada, küçük bir mola vererek, yorgunluk atabilirsiniz.
Havuz, iki kısımdır ve bu iki kısımlı havuzda, iki çeşit balık bulunuyor. Bunların bir çeşidi, yeşil ve diğer çeşidi ise, siyah renktedir. Bu balıkların buraya nereden geldikleri bilinmiyor. Ancak, yapılan tahminlere göre, uzun yıllardır burada bulundukları ve yerin çok çok derinlerinden geldikleri tahmin ediliyor. Ama, bu balıkların en büyük özellikleri: gerek Çanakkale savaşlarında ve gerekse 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekatında, havuzdaki bu balıkların sayısında, önemli ölçüde düşüş yani azalma yaşandığının bizzat buranın halkı tarafından görülmüş olmasıdır. Hatta: Çanakkale savaşı sonunda, havuzdaki balıkların bir kısmının vücutlarının çeşitli yerlerinde yaralar bulunduğu görülmüştür. Evet, bunları bir söylenti olarak düşünebilirsiniz. Ancak, gerçekten buradaki balıklar, Şanlıurfa’daki havuzda bulunan balıklar gibi değerlendiriliyor. Yani: hiç kimse bunları tutmuyor, tutmaya çalışmıyor, yemeye çalışmıyor, yılda havuz içinde ölen birkaç balık, çevrede toprağa gömülüyor. Yöre insanı, bu balıkların yenilmesine karşı, yenildiği takdirde sıkıntıların olacağına inanıyorlar. Ama kesin olan şu ki, havuzun bulunduğu yer çok güzel, tam bir mesire yeri. Buralardan yolunuz geçerse, bence bu yöreyi ve asker balıkları mutlaka ziyaret etmelisiniz. Balıkların sırtlarındaki beyaz yara/lekeleri görmelisiniz.
MAĞARALAR:
Ilıpınar köyüne, yaklaşık bir saatlik yürüyüş uzaklığında: mağaralar var. Bu mağaralar: Dumanlı yaylasındadır ve henüz tam olarak açılmamıştır. Yani, buraya gitmeyi düşünürseniz, mağaraları doğal haliyle görebilirsiniz, herhangi bir resmi çalışma yapılmamış. Ancak, açık olan mağaraların boyutlarının: 15×5 metre civarında olduğu tahmin ediliyor. Ama söylediğim gibi, şu an için bu mağaralarda görebileceğiniz çok özel bir şeyler yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.