ÜNLÜ TÜRK YAZARLARIN İLHAM YERLERİ : EVLERİ VE HİKAYELERİ
Çoğumuzun edebiyat kitaplarında yahut ilk gençlik döneminde şiirlerini muhakkak okuduğu, yaşantımızda iz bırakan, kahramanları içimizden biri olan kitapların yazarlarının yaşadıkları yerler önemlidir. Hikayelerin, şiirlerin, romanların ortaya çıktığı, belki yaşandığı , yazılmak üzere akla düştüğü yerler çoğu zaman yazarların evleridir. Ne de olsa insan doğduğu yeri, çocukluğunu hayat boyu yüreğinde taşır. Nazım Hikmet’in deyimiyle : ‘ İki şey var ancak ölümle unutulur: anamızın yüzüyle şehrimizin yüzü.. ’
Yazarların yakın ve uzak tarih boyunca yaşadıkları yerler İstanbul ve çevresi olduğu için daha çok İstanbul içindeki, çoğu müze olarak ziyaretçilere açık olan evlerden bahsedeceğiz. Ancak İstanbul dışında yaşamış yazarlarımızı da göz ardı etmemek gerek.. ( Cahit Sıtkı Tarancı’nın doğduğu – şimdilerde müze olan – Diyarbakır’da bulunan evi, Murathan Mungan’ın çocukluk yıllarını geçirdiği Mardin’de bulunan evi gibi )
Evlerin ruhunu ve sahipleriyle ilişkisini edebi anlamda en çok işleyen yazarımız Behçet Necatigil İle başlayalım öyleyse, merhum yazarlarımızın, anılarına, yaşadıkları yıllara, hayatlarına ve eserlerine yapacağımız kısa yolculuğa..
BEHÇET NECATİGİL’İN EVİ – BEŞİKTAŞ / İSTANBUL
Birçoğu bestelenen ve Gizli Sevda, Sevgilerde, Kitaplarda Ölmek gibi şiirleriyle yaşayan, 1979’da sonsuzluğa uğurladığımız büyük şairimiz Behçet Necatigil, 16 Nisan 1916’da İstanbul’un Fatih semtinde, Atik Ali Paşa’da doğdu. Ancak doğduğu konak, Necatigil o henüz iki yaşındayken büyük Fatih yangınında yandığı için ne yazık ki günümüze gelememiştir. Bir süre Beşiktaş Camgöz Sokağı’ndaki 22 numaralı ahşap evden sonra yaşamıştır. Şimdilerde, öğrencileri Muzaffer Tayyip Uslu ve Rüştü Onur’un hayatını anlatan Kelebeğin Rüyası filminde yaşamından bir kesit aktarılan Necatigil’in “Eski Sokak” şiirine konu olan ve yaklaşık on yıl yaşadığı Camgöz Sokağı’nın adı ölümünün ardından, 1987 yılında yakın arkadaşlarının çabaları ve basının da desteğiyle, Belediye tarafından “Behçet Necatigil Sokağı” olarak değiştirildi.
Şairin 1964 yılından 1979 yılında ölümüne dek yaşadığı Beşiktaş’ta, Nüzhetiye Caddesi üzerindeki Deniz Apartmanı’daki 23 numaralı dairenin, Müze olarak ziyaret edilemese de, meraklısı için dışardan görülmesi mümkün. Apartmanın girişinde Şehr-i İstanbul Derneği tarafından yapılan bir de plaket bulunmaktadır.
TEVFİK FİKRET’İN EVİ AŞİYAN/ İSTANBUL
Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma döneminde yaşayan şair, yönettiği derginin etrafında yenilikçi bir grup aydınla birlikte toplanarak , sanatta hem içerik hem biçimde atılım yapmayı ilke edinen, ağdalı dil ve karamsarlığı ile Edebiyat-ı Cedide hareketini başlatan şair olarak da tanınmaktadır. Şairin hayatının en büyük hayal kırıklığı Oğlu Haluk’tur. Doğumundan itibaren onun ileride milleti bilgisiyle aydınlatacak bir kahraman gibi yetişmesini arzulayan Hluk’un din değiştirerek rahip olması ve izini kaybettirmesi,Fikret’e geride hayatı boyunca yaşayacağı bir ızdırap bırakmıştır. Tevfik Fikret’in yaşadığı buhranlardan sonra inzivaya çekildiği yer bugün Bebek’in en güzel manzaralı yerlerinden birinde bulunmaktadır.
Aşiyan Müzesi ünlü Türk şairi Tevfik Fikret’in 1906–1915 yılları arasında yaşadığı Bebek’teki üç katlı evidir. Ev, Tevfik Fikret tarafından tasarlanmıştır. Şair, inzivaya çekildiği yıllarda bu evde yaşamıştır. Aşiyan 1940 yılında dönemin Belediye Başkanı Lütfi Kırdar tarafından alınıp müze haline dönüştürülmüştür.
Müze evin birinci katında; kadın şairlerimizden Nigar Hanım’a ait fotoğraf, resim ve eşyaların sergilendiği Şair Nigar Hanım Odası, Edebiyat-ı Cedide yazarlarına ait eserlerin ve belgelerin sergilendiği Edebiyat-ı Cedide odası, Abdülhak Hamit’e ait eşya ve belgelerin sergilendiği Abdülhak Hamit Salonu bulunmaktadır.
Tevfik Fikret’e ayrılmış ikinci katta ise; yazarın hayata gözlerini yumduğu yatağı ve özel eşyalarının bulunduğu yatak odası; koltuğu ve çalışma masasının yanında şaire ait eşyaların ve tabloların bulunduğu, yazılarını ve şiirlerini kaleme aldığı yazarın çalışma salonu bulunmaktadır.
1945 yılında ismi Edebiyat-ı Cedide Müzesi olan ev, 1961 yılında Aşiyan Müzesi adını almıştır. Aşiyan Yokuşu’nda bulunan müze meraklıları tarafından ziyaret edilebilir.
1945 yılında ismi Edebiyat-ı Cedide Müzesi olan ev, 1961 yılında Aşiyan Müzesi adını almıştır. Aşiyan Yokuşu’nda bulunan müze meraklıları tarafından ziyaret edilebilir.
YAHYA KEMAL BEYATLI’NIN MÜZE EVİ – BEYAZIT / İSTANBUL
‘ Sana dün bir tepeden baktım Aziz İstanbul,
Görmedim, gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer,
Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul,
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer..’
Çoğumuzun ezbere bildiği Aziz İstanbul şiiriyle İstanbul sevgisini dile getiren büyük Üstad Yahya Kemal Beyatlı, bugün Makedonya sınırlarında bulunan Üsküp’ de dünyaya gelmiştir.
Türk edebiyatının baş aktörleri arasında kabul edilmiş ancak hiç kitap yayımlamamış olan Beyatlı, Aziz İstanbul, Kendi Gök Kubbemiz, Süleymaniye’de Bayram Sabahı gibi şiirleriyle Divan edebiyatı ile modern şiir arasında köprü görevi üstlenmiştir. Türkçeyi en çok seven ve en iyi kullanan şairlerimizden olan Beyatlı, şairliği kadar bilinmese de usta bir diplomattır. Lozan’ da Türkiye’ yi temsil eden Türk Heyetinde İsmet İnönü ile birlikte bulunmuştur. İstanbul Taksim’de Park Otele yerleşip ölümüne kadar burada yaşamış olan şairin, İstanbul Beyazıt semtinde adına düzenlenmiş müze bulunmaktadır. Sessiz Gemi adlı şiiri burada kaleme aldığı söyleniyor. Müze hafta içi hergün ücretsiz ziyarete açık. Müze bizlere büyük şairin kişisel eşyalarını bizzat görme fırsatı sunmakta ve ziyaretçileri şairin hayatının önemli anlarına götürmektedir ; ünlü Sessiz Gemi şiirini atfettiği, Nazım Hikmet’in annesi Celile Hanım’dan ayrılırken kendisine verilen kurumuş çiçek gibi..
NAZIM HİKMET’İN EVİ- KADIKÖY/ İSTANBUL
‘ Uzak bir şehir ve şarkı vardı
Şarkı nihaventti.. ’
Büyük şairlerimizden bahsederken Nazım Hikmet’i anmamak olmaz elbet. Geçtiğimiz günlerde İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan sanat merkezi Southbank Center, son 50 yılın en büyük aşk şiirleri arasına ‘ Severmişim Meğer ‘ adlı şiiri ile giren Hikmet’in birçok şiiri de ünlü sanatçılar tarafından bestelenmiştir. Şiirleriyle Türk Edebiyatında çığır açan Hikmet’in eserleri 50 den fazla dile çevrilmiştir ve tüm dünyada yayınlanmıştır. Mezarı halen Moskova’da bulunan şairimizin şiirleri nesilden nesile hala güncelliğini korumakta, müthiş yorumu ve özenle seçtiği kelimeleri ve uslubuyla, bizi bize anlatmaya devam etmektedir. İstanbul’dan ayrılmadan önce bir süre yaşadığı ev de Kadıköy’dedir. Mühürdar Mahallesi Dumlupınar Sokaktaki bu evde şair, eşi Münevver Hanımla birlikte kısa bir süre yaşamıştır. Ev küçük değişikliklere rağmen halen ayaktadır, ancak ne yazık ki müzeye çevrilmediğinden eve girilememekte ancak sokağından geçerken ve yaşadığı eve bakmak Hikmet’in yaşadıklarını tasavvur ederek O’nu anmak elimizdedir.
MEHMET AKİF ERSOY/MİTHAT CEMAL KUNTAY ‘IN EVİ – MISIR APARTMANI/ İSTANBUL
İstiklal Marşımızın büyük şairi ve düşünce adamı Mehmet Akif Ersoy’un hayatının son 6 ayını geçirdiği yer, sık sık önünden geçtiğimiz bir mekan. İstiklal Caddesi üzerindeki İstanbul’un ilk betonarme yapılarından olan Mısır Apartmanı. Tarihî bir apartman olan mekan aynı zamanda;
‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.’
Dizesiyle tanınan ünlü şair Mithat Cemal Kuntay’ın da yaşadığı ve hayata gözlerini yumduğu yerdir. Apartman, Galatasaray semtinde, İstiklal Caddesi ile Acara Sokağı’nın kesiştiği noktada yer alır .
ORHAN VELİ KANIK’IN EVİ BEYKOZ/ İSTANBUL
‘ İstanbul’da Boğaziçinde
Bir Garip Orhan Veli’yim
Veli’nin oğluyum
Tarifsiz kederler içindeyim.. ‘
Modern Türk şiirine yeni bir soluk getiren, Garip akımının öncüsü, değerli şairimiz Orhan Veli Kanık, 13 Nisan 1914’te Beykoz’a bağlı Yalıköyü’nde bulunan İshak Ağa Yokuşu’ndaki Çayır Sokağında 9 numaralı konakta dünyaya geldi. Şairin henüz 36 yaşında sonlanan trajik hayatı boyunca yaşadığı bu ev hepimizin bir dönem ezberinde yer edinen Anlatamıyorum adlı şiirini de yazdığı tahmin ediliyor.
SAİT FAİK ABASIYANIK’IN EVİ – BURGAZADA / İSTANBUL
Cumhuriyet Dönemi’ nin güçlü kalemlerinden Sait Faik yaşamının son 10 yılını Burgaz Ada’ da geçirmiştir. 1959 yılında şairin yaşadığı ev müzeye dönüştürülmüştür. 1964 yılında ise şairin mirası Darüşşafaka Cemiyeti tarafından koruma altına alınmıştır. Müze ev 2009 yılında bakıma alınmış 11 Mayıs 2013 yılında ise edebiyatseverlerle yeniden buluşmuştur. Müzede ‘büyük öykücü’ nün basılmamış el yazması eserleri , mektupları ve kişisel eşyaları sergilenmektedir.
Burgazada’ daki Sait Faik Abasıyanık müzesi pazartesi ve Salı günleri hariç diğer günler 10:00-19:00 arasında ziyaretçilerine açıktır. Müzeye giriş yazarın vasiyeti üzerine ücretsizdir.
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR’IN EVİ- HEYBELİADA / İSTANBUL
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ ın 1912-1944 yılları arasında yaşadığı ev 2000 yılında müze haline getirilmiştir. Diğer müze evlere göre daha bakımsız olan evin ziyaretçi sayısı da oldukça azdır.
Müzeye giriş ücretsiz olmakla birlikte müzede şairin yaptığı el işi eşyalar ve kitapları bulunmaktadır. Heybeliada’ da bulunan müze ev pazartesi ve salı günleri hariç her gün 10.00-16.00 saatleri arasında açıktır.
KEMAL TAHİR’İN EVİ- KADIKÖY/ İSTANBUL
Türk Edebiyatının en üretken yazarlarından olan ve mütareke dönemi İstanbul’unu anlattığı Esir Şehrin İnsanları, Esir Şehrin Mahpusu ve Yol Ayrımı üçlemesiyle adeta bir dönem portresi çizmiştir. Kalemi kadar siyasi görüşü de kuvvetli olan yazar, 12 yıl cezaevinde kalmıştır. Dönemin koşulları gereği ülkenin aydınları ve yazarları çoğunlukla cezaevinde olduğundan, Kemal Tahir, burada Nazım Hikmet gibi ustalarla da tanışmış ve bu sayede edebiyatta daha da sağlam adımlarla ilerlemiştir.
Tahir’in eşi Semiha Tahir tarafından kurulan vakıf sayesinde müze haline getirilen Şaşkınbakkal’daki ev, yazarın son 10 yılını bizlere yansıtıyor. Tahir’in son çalışmalarını yaptığı ve hayata gözlerini yumduğu bu müze-evde ünlü yazara ait yaklaşık dokuz bin kitap, el yazmaları, kullandığı daktilosu, çalışma masası, çeşitli zamanlarda çekilmiş fotoğrafları, ödülleri yer almakta. Yazarın hayatının son yıllarını geçirdiği bu evde, Kemal Tahir’in yatağını, o meşhur kalın çerçeveli gözlüğünü, piposunu, saatini ve diğer kişisel eşyalarını görmek de mümkün.
Müzede sadece Kemal Tahir’in değil, uzun süre cezaevinde kalan yazarın bu süre boyunca devamlı mektuplaştığı ünlü şair Nazım Hikmet’e ait izler de yer alıyor. Nazım Hikmet’in ‘Oliver’ marka daktilosu Kemal Tahir’in odasının ortasında, çekmecelerde ise karşılıklı yazdıkları mektupları duruyor. İki yazar cezaevindeyken Kemal Tahir’in eşi Semiha Hanım dikiş dikerek cezaevine para yollamış. Müzede Semiha Hanım’ın yıllarca dikiş yaparak cezaevine para biriktirdiği dikiş makinesi ve Tahir’in kendi el yazısıyla aldığı notlar el değmemiş haliyle aynen duruyor. Müze- ev hafta içi her gün 09.00 – 17.00 arası ziyarete açık.
Adres: Alan Sokak, Alan Apt. Şaşkınbakkal – Kadıköy
ORHAN KEMAL’İN EVİ- BEYOĞLU/ İSTANBUL
Orhan Kemal Müzesi, Orhan Kemal Kültür Sanat Vakfı tarafından 2000 yılında kuruldu. Beyoğlu’nda bulunan müzede yazarın çoğu Ara Güler tarafından çekilmiş özel yaşamıyla ilgili 70 fotoğrafı, aile albümleri, kitaplarının orijinal ilk baskıları, özel mektupları, hakkındaki yazılar, makaleler ve doktora tezleri, daktilo, yatak, diş fırçası, kalem gibi özel eşyaları ve öldüğünde yüzünden alınan yüz kalıbı gibi çeşitli eşyalar bulunmakta.
Hafta içi 09.00-18.00 cumartesi günleri 10.00-18.00 saatleri arasında açık olan müzeye giriş ücretsizdir.
Adres: Akarsu Cad. No:30 Cihangir, Firüz Ağa Camiinin karşı yolu.
AHMET HAMDİ TANPINAR’IN EVİ – FATİH/ İSTANBUL
Modern Türk Edebiyatının önemli yazarlarından olan ve edebiyatımıza Beş Şehir, Saatleri Ayarlama Enstitüsü ve bugün hala edebiyat otorilerince en iyi aşk romanı olarak gösterilen Huzur gibi harikulade eserler armağan etmiştir. Türkçeyi en iyi kullanan yazarlardan olan ve her kitabı okuyucuda büyük bir haz bırakan, kullandığı sözcükler ve yarattığı düşünsel havayla okuyucuyu hemen yakalayıp hikayeye dahil eden yazar için, ‘mazi, nihayet geçmiş bir zamandır; bizde, ancak kendisine içimizden bir şeyler katarsak hakkıyla yaşayabilir.’
Usta edebiyatçı için yaşadığı ev, kendi mazisinin önemli bir kısmıdır. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın doğduğu evin doğduğu zamanki adresi Şehzadebaşı, Karagöz Mahallesi Cami- i Şerif Sokağı 36 veya 26 numaradır. O zamanlar Çamlık denilen bu semt bugün Fatih ve Şehzadebaşı’nın hemen ortalarında, Atatürk Bulvarı ile Horhor Caddesi arasına tekabül etmektedir.. Mahalleye ve sokağa adını veren Muhtesib Karagöz Mehmed Efendi Camisi de muhtemelen evlerinin karşısındaydı. Ne yazık ki bugün bu sokak ve caminin geçmişteki hallerinden eser yoktur. Araştırmacılar ve meraklılar için Tanpınar’ın yaşadığı ev olmasa da geçtiği sokaklar, kitaplarında sözü edilen mekanlar ilgili adresten yola çıkılarak keşfedilebilir.
Yaşadığı yerden günümüze çok şey kalmayan Usta yazarın sevenlerinin içine su serpecek için iyi bir haber verelim. Dünyanın çeşitli ülkelerinde bulunan, tanınmış yazarlar adına açılmış edebiyat evleri veya edebiyat müzelerinden İstanbul’daki Ahmet Hamdi Tanpınar adınadır.
Bu anlayışla Edebiyat Müze Kütüphanelerinin Ankara Mehmet Akif Ersoy, Adana Karacaoğlan, Diyarbakır Ahmet Arif ‘den sonra İstanbul’da da ( Alemdar Caddesi, Gülhane Parkı Girişi- Fatih ) Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi bulunmaktadır. Tanpınarseverlerin eserleri ve hayatından özel anları yansıtan objelerle renklendirilmiş bu müze kütüphaneyi gezmelerini tavsiye ederiz.
Bunun yanı sıra yazarın Yıllarca kaldığı, eserlerini yazdığı, avlusunda sohbet ettiği Narmanlı Han’a girmek, odasını gezmek mümkün.
Adres: İstiklal Caddesi, Narmanlı Han, No: 390
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.