Fatmacık Kayası Efsanesi

KAYNAK

Efsanemiz adını bundan üç asır önce yani XVII. yüzyılda yaşamış olan “Sadrazam Mehmet Paşa’dan almış bulunan, Darende’nin şirin bir köşesi olan Mehmet Paşa Mahallesi’nde geçer.
Bu efsanede adı geçen Fatmacık Kayısı Darende ilçesinin, Mehmet Paşa Mahallesi’nin karşısında yer alan Suvacık Tepesi’nin biraz aşağısındadır.
Efsaneye göre Mehmet Paşa Mahallesi’nde orta halli bir aile yaşarmış. Ancak evin adamı öldüğü için evin geçimini koyunları bazen evin ihtiyar kadını bazen de gelini mahallenin hemen karşı tarafında bulunan ve etekleri mahallenin bahçelerine kadar uzanan Suvacık Tepesi diye anılan dağa yaymaya götürürlermiş.
Bir gün evin ihtiyar kadını hasta olduğu için gelinine koyunları bu gün sen götür yay ben hastayım demiş. Adı Fatma olan geline mahallede dili tatlı, yüzü güleç olduğu için “FATMACIK” derlermiş.
İşte Fatmacık gelin, küçük çocuğunu da beşiğiyle birlikte alarak Suvacık tepesine koyunları yaymaya gitmiş. Kendisi çocuğu uyutmak için beşiği ninni çağıra, çağıra sallarken aç olan koyunlar Fatmacığın yanından yayıla, yayıla uzaklaşıp gitmişler. Fatmacık biraz sonra etrafına bakınca koyunları görememiş ve sağa, sola bakarak aramış, taramış; koyunları bulamayınca acaba geri eve mi kaçıp gittiler diye düşünmüş ve çocuğu da beşikte uyuduğu için eve götürmeye kıyamamış, orada bırakarak hemen eve gidip bakayım koyunlar gitmişler mi? diye söylenerek Suvacık Tepesi’nden hızlı, hızlı inmeye başlamış. Koşa, koşa eve varmış hasta yatağında yatan kaynanasına ben tepede koyunları yitirdim acaba eve mi geldiler diye bakmaya geldim demiş.
Aslında titiz mi- Titiz, cimri mi Cimri olan kaynanası “Gelin koyunları ister evde ister dağda bul ama bulmadan gelme yoksa seni akşama oğlana der biri iyice kötek attırırım demiş.” Fatmacık koyunları evde bulamayınca acele, acele Suvacık Tepesi’ne gitmiş bakmış ki çocuk halen mışıl, mışıl uyuyor başlamış koyunları aramaya ve aramış aramış bulamayınca naçar kalıp beşiği de iki eliyle kucaklayıp ağlaya, ağlaya Suvacık Tepesi’nden inmeye başlamış.
Tepeden inerken uzaktan evleri ile karşı, karşıya gelmiş ve o anda kaynanasının sözlerini hatırlamış ve ben şimdi eve nasıl gideyim diye korkmuş, beşiği kucağından indirip yere koymuş. Bu arada çocukta uyanmış ağlar dururmuş, çocuğun ağlaması ve kendisinin korkudan ağlaması ile kaynanasının sözleri birbirine karışınca Fatmacık iyice yüreklenmiş ve efsaneye göre Allah’ım koyunları bulamadım, kaynanam bana akşama kötek attırır konu komşuya rezil eder, dayak yiyip ve konu, komşuya rezil olmaktansa “YA BENİ TAŞ ET YA DA KUŞ ET” diye yalvarmış. İşte o anda hava birden kararmış bir uğultu gelmiş ve Fatmacık gelin çocuğu içinde beşiği ile birlikte taş olmuş. O gündür, bu gündür bu taş Mehmet Paşa Mahallesi’nin karşı yamacında Suvacık Tepesi’nin biraz aşağı kısmında yüksekliği yaklaşık üç, dört metre çevresi bir buçuk iki metre olarak ayakta durmaktadır.
Fatmacık kayasının baş kısmı yuvarlakça olup, boyun kısmına doğru hafif incelir vaziyettedir. Ayrıca yanında koca bir sandığa benzer bir de taş bulunmaktadır ki işte bu da Fatmacık gelininin beşiği ile birlikte çocuğu denilmektedir.
Şimdiye kadar dimdik ayakta duran bu Fatmacık kayası diye anılan taş daha nice yıllar bu efsanenin cansız bir abidesi olarak karşımızda duracaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.