PERİŞAN DEDEBABA, HAFIZ ALİ
1800-1879 Konya-Konya
GEDAYİ (TOKATLI)
1800-1887 Tokat-İstanbul
Emrah’ın öğrencisidir.
FENNİ
1800-1888 Mora Yenişehir-
DERVİŞ TEVFİK1800-1889 İstanbul-İstanbulİLHAMİ, (ALİ İLHAMİ DEDE)
1800-1890 Eskişehir-Seyitgazi
Asıl adı Ali’dir. Pir Mehmet’in oğludur. Seydi Battal Gazi Dergahı şeyhliği yapmıştır.
Bugün rah-i hüda içre giderdim bilmiş ol ey can,Yolum bir şehre uğradı göründü bir acayip umman,Kanadım yok uçam andan yok idi bende bu imkan,Halefte gördüğüm yoktur, selefte gördüğüm bir han.Eğer kendi vücudundan haberdar olmak istersen,Arefna sırrına mazhar düşüp var olmak istersen,Bilip nefsini tanı Rabbin eğer yar olmak istersen,O dem şeksiz, sen ademsin bulursun derdine derman.Oku ilmi şeriattın, yorulma dar-ı dünyada,Olup saim kılıp secde dolaşma başka sevdada,Havaya verme ömrünü sonunda düşme feryada,Cehalet remzin arz etme seni eğlemesin şeytan.Varıp şahi şeriatta giyip elbiseyi tekmil,Ulumun şehri sultanı kim olduğunu anla bil,Bu bir bab-ı velayettir Ali destindedir ey dil,İki cihan fahr-ı Ahmet’tir edip miraca hem seyran.Bugün İLHAMI ABDAL’IN dü çeşmi yaşına insaf,Eder piri tarikat hem olan varım edersem sarf,Gönül tahtında iman askerin cem eyledim saf saf,Biri fakrım, biri şükrüm, delilim rehberim Kuran................Alemi ervahta Bezmi Elestte,Hitabı izzette ikrar da birdir.Kandili kudrette, nuru hikmette,Muhammet Mustafa Haydar da birdir.Üçler iki alemde birliğe yetti,Beşler de onların damenin tuttu,Birlik lokmasını yediler yuttu,Dameni pak olan pirler de birdir.On dört masum pak, on iki imam,On yedi kemer best hepsi tamam,Onların veçhine çalındı kalem,Hattı üstüvada kırklar da birdir.Sultan Sücaaddin, Seyyit Battal,Şemşir-i şehamet, kafire kattal,Anların bendesi İLHAMI ABDAL,Pirim Hacı Bektaş Hünkar da birdir...............Heva ve heveste mecazi aşkta,Bu dünya gözüme Leyla göründü.Tarikat Pirine ikrar verdim vereli,Erenler cümleden ala göründü.Oynadım dünyayı zarar eyledim,Bab-ı marifette karar eyledim,Yaptım civarımı hisar eyledim,Burcu bedenleri bala göründü.Rakipler elinden zehirler yuttum,İçtim aşk şarabın sırrı sır ettim,Muhammed Ali’nin damenin tuttum,Himmeti var olsun Mevla göründü.Ervahlar nur iken Bezmi elestte,Hitap ezelde kulağım seste,Can cesede geldi girdi kafeste,La’yı terk eyleyip illa göründü.................İki turnam gelir, başı çığalı,Eğlen turnam eğlen, Ali misin sen.Birisi Muhammed, birisi Ali,Eğlen turnam eğlen, Ali misin sen.Yoksa Hünkar Hacı Bektaş Veli misin sen?İki turnam gelir rengi yemyeşil,Biri imam Hasan, ol pakı nesil,Biri imam Hüseyin, cennette bir gül,Eğlen turnam eğlen, Ali misin sen.Yoksa Hünkar Hacı Bektaş Veli misin sen?İki turnam gelir rengi kırmızı,Biri imam Zeynel, sürelim yüzü,Biri imam Bakır, edem niyazı,Eğlen turnam eğlen, Ali misin sen.Yoksa Hünkar Hacı Bektaş Veli misin sen?İki turnam gelir rengi Caferi,Biri İmam Kazım, ol yol rehberi,Biri imam Rıza Horasan Piri,Eğlen turnam eğlen, Ali misin sen.Yoksa Hünkar Hacı Bektaş Veli misin sen?İki turnam gelir rengi beyazdır,Biri imam Taki, Naki, zikri niyazdır,Biri de Askeri merdi Hicazdır,Eğlen turnam eğlen, Ali misin sen.Yoksa Hünkar Hacı Bektaş Veli misin sen?Turnalar Hicazdan sökün eyledi,Muhammed Mehdi’yi yakin eyledi,Hakikat ehlini memnun eyledi,Eğlen turnam eğlen, Ali misin sen.Yoksa Hünkar Hacı Bektaş Veli misin sen?Turnalar geldiler verdiler selam,Aldım selamını, eyledim kelam,İLHAMİ şüphesiz gördüm vesselam,Eğlen turnam eğlen, Ali misin sen.Yoksa Hünkar Hacı Bektaş Veli misin sen?............Ta ezel bezminde ben seni sevdim,Muhabbet eyledim candan a sunam.Muhammed Aliyi candan seversen,Ayırma gönlünü benden a sunam.Kirpikleri oktur, kemandır kaşı,Açıldı sinemde bağrımın başı,Didelerim döktü kan ile yaşı,Varayım gideyim burdan a sunam.Ben sana canımı eyledim feda,Seni bana verdi ol gani Hüda,Fatima neslin mi, nedir bu eda,Bir tel mi kopardım senden a sunam.Ben seni sevmişem gönülden candan,Hiç senin haberin olmadı benden,Ferman mı okunur tozdan dumandan,Dudağın la’linden demden a sunam.Ey sunam gönülden çıkarma beni,Feleğe mi verir İLHAMİ seni,Bir dolu kerem et mest eyle beni,Elinde tuttuğun camdan a sunam................Bir görüşte gönlümü hüsnünle hayran eyledin,Akibet ey meh beni meşhur ü devran eyledin.Kavs-i ebru, tir-i müjganından artık el’aman,Sinemi pürşehre kıldın, didemi kan eyledin.Çak çakı hasret oldu came-i sabr ü sükun,Fart-i suzişten beni bir düşmen-i can eyledin.Neydi evvelki niyetler, nevazişler derigler,Gördüğüm ol demlere şimdi pişman eyledin.Hasılı biçare İlhami’yi yaktın ateşe,Ab-ı nab-ı lütfile ağyar-ı şadan eyledin.[105]...........Kendi noksanını bilip arif ol,Kimsenin aybını gözetme gönül.Yemiş üç millete bir nazarla bak,Hak sevmiş yaratmış söz etme gönül.Sakın kallaş olup lakırdı düzme,Kimsenin alemde gönlünü üzme,Düzelmiş bir işi yanılıp bozma,Isınmış dilleri buz etme gönül.Yüz bin altın alsa yevmiye, bir er,Ölürse mirastan sana ne değer,Akraba kabilen olursa eğer,Hakkına kail ol naz etme gönül.Bu kızıl, şu ak baş diye hor bakma,Kendini göz göre göre ateşe yakma,Kendi yaptığını aleme takma,Yareli ciğere tuz ekme gönül.Tellallık eyleyip yalanlar atma,Şurada burada halkı aldatma,Küheylandır diye merkebi satma,Alemin gözüne tuz ekme gönül.İki yüzlülükle olma münafık,Tamu ateşine böyleler layık,Anlar adem değil, hayvan-ı natık,Elhazer! Anlarla söz etme gönül.İlhami halini düşün bir şöyle,Dünyaya gelmekten maksat ne böyle,Hakkın nimetine çok şükür eyle,İhmale düşüp de az etme gönül. [106]..........
Kaynak:1. Otyam, A. Tevfik; Bektaşiliğin İçyüzü, Karacan Yay.1984
2. Yatağanoğlu Alimcan, Dedemin Cönkünden Alevi-Bektaşi Şiirleri, Kaynak Yay.1.BaskıSURURİ (SİLLELİ OSMAN)
1800-1855 Sille-İstanbul
Süruri, 19 uncu yüz yılının başlarında, Sillenin Karhane şimdiki «Subaşı» mahallesinde doğmuş; ilk tahsilini Sille medresesinde yapmış, 19 uncu asrın yarısında İstanbul'a gitmiş, Saraya intisap ve yüksek bir mevki işgal etmiştir.Süruri'nin sülalesine Kurt Mehmet Oğulları denmektedir. Asıl adı Osmandır. Kör Bekir «Zehri», Hacı Musa, Berber Mustafa adında üç kardaşı vardır. Bu dört kardeşten Süruri, Zehri, Berber Mustafa'nın oğlu Nigari şairdirler.
Sururinin bu kudretini çekemeyen diğer halk şairleri onu genç yaşında zehirleyerek ve bu suretle daha önemli eserler vermesine mani olmuşlardır.
Zehirlendiğini anlayan Süruri :
Süruri'yim vatanım yok, Eğlenecek mekanım yok, Ölürsem bir nişanım yok, Mezarım gurbet illerde..
Feryadını kopararak 1272 hicri yılında gözlerini ebediyyen kapamıştır.
Eserlerinden bazıları:
Nice bir yaş döker ağlarsın kanlar
Garip öksüz melil yarsız Süruri Gönül bahçesinde taze fidanlar Meyvası tükenmiş narsız Süruri Ezelden karımız bizim bu yanmak Mihnet şarabını nuş edüp kanmak Ehli aşka göre nolsun utanmak Ko desinler bana arsız Süruri
Düşürme sevdiğim beni dillere
Sırrımı aleme ifşadan sakın Varıp da meylini verme ellere Sevdalı başımı kavgadan sakın Derdü aşkın gibi bir müşkül beter Var mıdır dünyada ey kalbi hacer Hatıra gelmez mi ol havali mahşer? Huzuru divanda davadan sakın Bir ah etsem arşı alaya çıkar Korkarım ki çarhı gerdunu yıkar Narı aşkım benim dünyayı yakar A kuzum kendini cefadan sakın Felekten başıma yağsa gam taşı Dutarım daima açarım başı Süruridir durmaz gözlerim yaşı Akar deryalanır dalgadan sakın
...............
Nazar etsem güzel yüzünü örter
Lebi mercan bana eylemez ülfet Beraber taş ile zümrüdü tutar Cevahir inciye kalmadı rağbet Fakirlik ademe olursa hail Acep mümkün müdür vuslata nail Zemane dilberi zengine mail Ederler itibar var ise devlet Siyah zülfün gölgesinde dolanmaz Safayı zevk edüp bir dem gülünmez Hakikatli civan şimdi bulunmaz Nafile kendine eyleme zahmet Süruri söylenir aşka gelince Arabi Farisi Yunan dilince Erenlerden destur izin olunca Benim sevdiğimi verirler elbet
...............
Yine allar geymiş şahi hubanım Günde yüz bin türlü elvan gösterir Mestane bakışlı ahu ceranım Gözleri bağdadı kalkan gösterir Geyme güzel geyme telli kumaşlar Aşıkın görürde fıgana başlar Seyfi acem gibi ol siyah kaşlar Kalemdir katlime ferman gösterir Aklımı şaşırdı bir hüsnü melek Sarsılır yüzünü görse ne felek Sırmalı sim düğme ilikli yelek Geçer karşımızda pistan gösterir Süruri derdine nice dayasın Hicri firakınla game boyansın Layık mıdır böyle kül olsun yansın Her bir edan günde bin kan gösterir ........................
Selam eylen varın söylen o dosta
Garip halim gelsin seyran eylesin Mihnet firaşında yatarım hasta Çaresiz dertliyim derman eylesin Feleğin sillesi eyledi sersem İflah olman derler her kime sorsam Beni bir ağlar yok eğer ölürsem Meğer nazlı yarim figan eylesin Bir nefri gam benim düştü tabrıme Görse Lokman tahsin eder sabrıma İhtimaldır bile gider kabrime Başıma taş deyü nişan eylesin Süruri der dilber konup göştükçe Unutmasın beni gelüp geştikçe Ziyaret etmiye yolu düştükçe Ruhuma fatiha ihsan eylesin
.....................
Bu aşkın ateşi yaktı vücudum
Düşürdüm gönlümü mahi tabane Bütün emlakimi yoluna koydum Dahi canım feda şahi hubane Bulandım bir zeman aktım duruldum Kuytulara geçüp şimdi dur oldum Yeni baştan bir huriye vuruldum Keman ebru gözü ahu cerane Cefakar okunu sıneme çaktı Çevirüp yüzünü kahrile baktı Derune göz koyup aşıkı yaktı Bıraktı akibet ahu süzane Camı fikrat beni eyledi berbat Heman bülbül ğibi eylerim feryat Süruri bendesin eylemez azad Kah hapse koyar kah zindane ................... Kadir mevlam beni düşürdün derde Bu derdime sen dermanı yetiştir Beni muhtaç etme olur bir derde İnayet et şol lokmanı yetiştir Bahri sevmekten ilacın gönder Dertli vücudumu sıhhata dönder Ayni hayat şerbetin sen bana sundur Hızır elinden şol peymanı gönder Ecelin hırhasın eğnime aldım Ömrüm sefinesin engine saldım Girdabı gam içre firkatte kaldım Nuh gibi bir keşti bani yetiştir Haşa kudretinden bahsetmek mehal Bahri himmetinden olurmu süal Hazreti Eyyube olursa misal Süruriye sabrı ihsanı yetiştir .................
Dinlen hey ağalar derdimi bugün
Sözü şeker lebi bale vuruldum Hatırımdan gitmez lalei gülgün Ruyalarında olan ale vuruldum Eğnine geymiş mücevher diba Maarif sadelik mahbubi ziba Yaktı vücudumu kameti tuba Boyu servi gibi dale vuruldum Mecnun gibi daim gezerim sahra Cihane gelmemiş böyle dilara Kemandır ebruler ruhları hamra Zenehdinde olan hale vuruldum Süruri der aşkın bahrı boşandı Beyaz gerdanına benler döşendi Kırmızı levharı kuşak kuşandı İnce belde olan şale vuruldum ................ Nice bir yaş döker ağlarsın kanlar Garip öksüz melil yarsız Süruri Gönül bahçesinde taze fidanlar Meyvası tükenmiş narsız Süruri Temelden kurumuş olmuş tarumar Kabil olmaz yüzbin eylesen timar Zevalını bulmuş cümle hep eşcar Evi harap bağı yarsız Süruri Sırrını bildirme sakın namerde Başını uğradır onulmaz derde Olur olmaz elin erdiği yerde Niçün böyle gezen karsız Süruri Ezelden karımız bizim bu yanmak Mihnet şarabını nuş edüp kanmak Ehli aşka göre nolsun utanmak Ko desinler bana arsız Süruri
.............
AŞIK MEYDANİ1800-1900 Bolu-GeredeAZBİ BABA
1800-1900
BOSNAVİ1800-1900 Bosna-Rumeli
19.Yüzyıl şair ve ozanlarındandır. Bosnalıdır. Elinde sazı ile Anadolu'yu karış karış gezmiş ve nefeslerini söylemiştir. Yatağan Baba Tekkesinde uzun süre kalıp hizmet etmiştir.
Erkanın yolunu sorayım dersen,Sahbel zamandır Yatağan Babam.Onun sohbetini göreyim dersen,Saffeti rahmandır Yatağan Babam.Muharrem ayında kesilir kurban,Aynıcem olmuşlar cümle mahbuban,Söylese de Yezit sözü nice inan,Bir Şahı merdandır Yatağan Babam.Sözlerimiz vardır yerli yerinde,Sürdüler erkanı birbirlerine,Sorulur mu hubu aşk Hakkın serine,Sırrı sırküllahtır Yatağan Babam.Saruhan Sancağın gördük kazasını,Destine almış bayi kadesini,Kim hor bakarsa bulur belasını,Düşmanına düşmandır Yatağan Babam.Bosnavi’ye himmet et her aynıcemde,İmam Rıza oğlu derler alemde,Yoktur akranın Urum’da Şam’da,Şöyle bir heybetli Yatağan Babam.…………….Asıl vatanımdan düştüm yabana,Bu yaban yolların geçtim de geldim.Terk edip zühtümü verdim nadana,Bin yıllık namazım kıldım da geldim.Anasır libasın giydirdi ana,Melalin menendi düştüm seyrana,Adem oldum ezel geldim cihana,Yedi kat gökleri aştım da geldim.Muhabbet aynıdır ederler cemi,Aynı muhabbette sürerler demi,Kırkların ceminde buldum ademi,Hakipaye yüzüm sürdüm de geldim.Mümin isen dinle ey kalbi selim,Canımı mürşide eyledim teslim,Güruhu Naciyan görünce halim,Taatın sırların gördüm de geldim.Bosnavi’yem sözüm kendi özümden,Sadık olan çıkmaz mürşit sözünden,Okudum bu ilmi gönül yüzünden,Menzili maksuda erdim de geldim. [107]
………….
KAYNAK: Yatağanoğlu Alimcan, Dedemin Cönkünden Alevi-Bektaşi Şiirleri, Kaynak Yay.1.Baskı, S.108
FERHAT
1800-1900
HAKİ
1800-1900
HAKKI1800-1900DERVİŞ HACI (KUL HACI -SEFİL HACI-HACI)
1800-1900 GAZİANTEP
HATIFİ
1800-1900 Hacıbektaş
İKBAL BACI
1800-1900 Çamlıca Beşiktaş-İst.
İSMAİL
1800-1900 Zile-Tokat
KENZİ
1800-1900 Kıbrıs-Antalya
MEKNUNİ
1800-1900
MİRATİ
1800-1900 Kalecik-Ankara
ESERLERİNDEN BAZILARI:
1.
Ne hikmet arifler salus gözüne Daim hor görünür mütekerrihtir. Arifler nazırdır kendi özüne Niyyetine göre müteşebbihtir, Zahida taş atma aşıkanlara Kavlinde, filinde sadıkanlara, Emri nehyi tarıf etme anlara, Anlar her umurda mütenebbihtir. Mirati görene gör neler vardır? Ol yarı görmeyen daim ağyardır. Zahirde itikaf kuru dıvardır; Aşıklar cemale müteveccihtir. 2. Sefine i ömrüm girdab ı gamde Lengerendaz yatar havasın bekler. Mecnuni aşk olan guh i sitemde Başında aşiyan mevlasın bekler. Şimdi bir tutarlar altunu pulu, Şeker ile şab’ı har ile gülü. Karga ile bir görürler bülbülü, Serçe de ankanıu yuvasın bekler Ne hikmet pirlerden olmadı himmet İlahi feth olsun babi mürüvvet Herkes maksuduna erdi selamet Mirati mevlanın rızasın bekler. 3. Dünyalıktan halim sorar bazısı Bizde sim yerine emraz bulunur. Böyle imiş alnımızın yazısı Elde santur, keman ya saz bulunur. Sanma ki Aşıklar beyhude gezer Eloğlu ariftir adamı sezer. Harabat ehliyiz bizde sim ü zer Ne kışın bulunur, ne yaz bulunur. Mirati kıssadan hıssadır pendim; Şimdi bir kimseye inanma kendim. Fikirsizlik benim kendi efendim Zamanede adam pek az bulunur. 4. Zincir kar eylemez bizlere sofi! Bin can ile bir canana bağlıyız. Anlayıp bilmişiz emri marufi Ol bakii adil han’a bağlıyız. Lamekandan fi mekana gelmişiz; Her bir sıfat ile mükim olmuşuz. Noktai sır kafu nunu bilmişiz, “Küllü men aleyha fan” a bağlıyız. Seçmedik yarımız ağyarımızdan, Kimse vakıf değil esrarımızdan. Dönmedik Mirati ikrarımızdan Hacı Bektaş Pir Sultana bağlıyız.
5.
Amenna dedik biz ıkrareyledik Erenler bezminde laşekcesine. Bağ ı hakikatta yetiştik, bittik, Buyaldık her gülden çiçekçesine; Söylesem kelamım gelmez tahrire; Ikrar verdik, iman ettik bir pire. Nutk ı derunumuz sığmoz tefsire Er evladı eriz laşekçesine Vücud i mutlaktır heryerde iyan; Körler zannederler-didarı nihan. Elhakku ezharu mineşşemsiken Sofi inadeder eşekcesine. Mirati sözlerin canlı muamma; Arif olanlara olur hüveyda, Elsiziz, belsiziz, dilsiziz emma Gezeriz alemde erkekcesine. 6. Noktanın sırrına vakıf olalı Zikr ü fikrim oldu bai bismillah. Vücudum allemelasma bileli Heryüzden göründü semme vebhullah. Kaf u nundan hitap edince ehad Ehadden var oldu ol nur i Ahmet. Şeriat ahkamın sürdü ced beced; Nazildir şanında “kul kefa billah”. Mirati bendendir ey nur i cemil. Taatim kalildir ısyanım kesir. Mücrimler hakkında buyurdu celil: Geldi “La taknetu min rahmetillah”. 7. Ey şahi risalet, sultan ı kevneyn! Buyruldu şanına “Levlake levlak..” Ey nur i nebüvvet ceddülhaseneyn Senin için var oldu zemin ü eflak.. Sen şahlar şahısın, şehinşahısın; Tarikat burcunun mehru mahısın. Nice mücrimlerin sen penahısın Münkir olan seni edemez idrak.. Vasıflar vasfeder ali zatini, Nakşederler daim hup sıfatını. Dur etme babından bu Miratını Değildir rahında zerrece şekkak.. 8. Zahit bize ol feyyaz ı mutlaktan Mevid i didarı aşk olmuştu peyk. Vad i akdeste Musaye haktan Erişti hitabı “Fahla’ naleyk.” Temenni kıldıkta aşık rahmana, Nağmesi erişir heft asümana.. Batın dıyarına guy i canana Aksetti saday ı lebbeyke lebbeyk.. Hızırdan nuş eden ab i hayatı Dareynde bulur elbette necatı. Bibasarlar görmez eşki Mirati! Hezaran söylesen “Etabu ileyk.” 9. On sekiz bin alem icad olmadan Lamekan elinde ilmettim tahsil. Mefhari kainat bünyad olmadan Bana irşad oldu o sırr ı kandil.. Vermeden ademin ism ü resmini, Anasırdan halketmeden cismini, Ol demde okudum rezzak ismini Kısmeti hak kıldı rızkımı tahvil... Mirati zatinle rahata düştüm Zatimi zat bilip anda buluştum. Bir hitap erişti Layakıl düştüm O demde lebbeyk çağırdı cibril. SEYRANİ AHMET (ISPARTALI)
1800-1900 Isparta-
Gönül Beytüllahtır, ziyaret eyle,Kötüye iyilik; er kişi karı.Gerçek er olanlar gördüğün örter,Vücudun bildin; Hüdayı bildin.Gönül Beytullahtır, yıkma SEYRANI,Kendi noksanını bilip arif ol.Kimsenin ayıbını gözetme gönül,Gerçek er odur ki alçakta dura.SIRRI1800-1900TURABİ
1800-1900
VEHBİ
1800-1900 Mora
MATLUBİ
1800-1902 İstanbul-İstanbul
İLHAMİ (SAİT)
1800-1908 Kırşehir-İstanbul
Kendi noksanını bilip arif ol,Kimsenin ayıbını gözetme gönül.Yetmiş üç millete bir nazarla bak,Hak sevmiş yaratmış, söz etme gönül.SEYRANİ (EVEREKLİ) (EVEREKLİ SEYRANİ) (MEHMET)
1807-1866 Everek-Develi
Kayseri Develi ilçesi Everek’te 1807 yılında dünyaya gelmiştir. Everekli Seyrani olarak tanınır. Asıl adı Mehmet’tir. Cafer ve Emine oğludur. 2 yıl medrese eğitiminin ardından İstanbul’a gelmiş ve 7 yıl kalmıştır. Kendini iyi yetiştirmiş ve yazdığı hicivleriyle çevresindekiler rahatsız olmaya başlayınca padişaha jurnallenmiş ve Kayseri’ye dönmek zorunda kalmıştır. Hayatının kalan kısmı yokluk içinde geçmiştir. Şiirlerinde değersiz devlet adamlarını ve sofuları acımasızca eleştirmiştir. İçli ve samimi bir dil kullanmıştır. Eserleri Haşim Nezihi Okay tarafından derlenip yayınlanmıştır.
Eğlen Hocam Eğlen Bir Sualim Var
Eğlen hocam eğlen bir sualim var
|
HAK ÂŞIKLARI - 6
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.